01/09/2025 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Mübarek Mevlid Kandili
Resûlullah Efendimiz, Mevlid gecelerinde, Eshâb-ı
kirâmına ziyâfet verir, dünyâyı teşrîfi sırasındaki ve çocukluk zamanındaki
şeyleri onlara anlatırdı.
Peygamberlerin sonuncusu ve en
üstünü olan Sevgili Peygamberimiz Muhammed (aleyhis-selâm), 571 yılında, Nisan ayının
20’sine rastlayan, 12 Rebiul-evvel Pazartesi gecesi, sabâha karşı Mekke-i
Mükerreme’de dünyâya gelmiştir.
Bu sene, 03 Eylül 2025 (11
Rebîul-evvel 1447) Çarşamba gününü, 04 Eylül 2025 (12 Rebîul-evvel 1447)
Perşembeye bağlayan gece, Peygamber Efendimizin dünyâyı teşrîf buyurdukları
gecedir. Yanî “Mevlid Kandili”nin bir sene-i devriyesidir;
bilindiği gibi “Mevlid”, “doğum zamanı” demektir.
Resûlullah Efendimiz, Mevlid
gecelerinde, Eshâb-ı kirâmına ziyâfet verir, dünyâyı teşrîfi sırasındaki ve
çocukluk zamanındaki şeyleri onlara anlatırdı.
Hazret-i Ebû Bekir (radıyallahü
anh) de, Halîfe iken, Sahâbe-i güzîni toplar, Resûlullah Efendimizin
dünyâyı teşrîfindeki olağanüstü hâlleri, aralarında konuşurlardı.
İslam âlimleri de, Mevlid
gecesine çok önem vermişlerdir. O
gece, Resûlullahın doğum zamanında görülen hâlleri, mûcizeleri okumak,
dinlemek, öğrenmek çok sevâptır. Bilindiği üzere, Peygamber Efendimizi
öven çeşitli Mevlid kasîdeleri vardır. En meşhûr olan ve Türkiye’de
sık sık okunan Mevlid kasîdesini, 15. asırda, Süleymân Çelebi (rahmetullahi
aleyh) yazmıştır.
Mevlid gece ve günü,
Müslümânların bayramıdır; neşe ve sevinç günüdür. Dünyâdaki Müslümânlar tarafından, her sene, bu
gece “Mevlid Kandili” olarak kutlanmakta, her yerde Mevlid
kasîdeleri okunarak, Resûlullah Efendimiz hâtırlanmakta, medhedilmektedir.
İşte, o yüce Peygamberin
ümmetinden olan bir mü’min, O’nun doğduğu gece sevinir, Peygamberine olan
sevgisini ve saygısını gösterirse, Allahü teâlâ da ona pek çok sevap verip onu
affeder ve Cennetine sokar. Mevlid-i şerîf okumak, Resûlullahın dünyâya
gelişini, hayâtını, mirâcını, diğer bazı mu’cizelerini anlatmak, onu
hâtırlamak, onu övmek demektir.
Mevlid Gecesi, Kadir Gecesi’nden
sonra en kıymetli gecedir. Bu gece,
çalgı ve başka harâm şeyler karıştırmadan, Allah rızâsı için Mevlid
cemiyeti yapmak, Mevlid kasîdesi okumak, Salevât-ı şerîfe getirmek, tatlı
şeyler yedirip içirmek, hayrât ve hasenât yapmak, böylece, bu gecenin
şükrünü yerine getirmek müstehaptır.
Diğer kandillerde olduğu gibi, bu
kandilde de, Cenâb-ı Hakk’a bolca tevbe ve istiğfâr etmeli, O’ndan afv
ve mağfiret dilemeli, kazâ namazları kılmalı, ilim öğrenmeli, Kur’ân-ı kerîm ve
İlmihâl kitaplarını okumalı, Peygamberimize salevât-ı şerîfeler okumalı,
fakîrlere, gariplere, yetîmlere sadakalar vermeli, kendimiz, âilemiz,
milletimiz, Türk milleti ve bütün İslâm âlemi, hattâ insanların tamâmı için
bolca duâlar etmeli, tazarru’ ve niyâzda bulunmalıdır.
Allahü teâlânın
Habîbi, yaratılmış bütün insanların ve diğer bütün mahlûkâtın her bakımdan en
üstünü, en güzeli, en şereflisi, son ve en üstün Peygamber Muhammed
aleyhisselâmın dünyâyı teşrîflerinin bir sene-i devriyesini [Mevlid Kandilini]
idrâk etmekle şereflenmek ve lâyıkı veçhile değerlendirebilmek ne büyük
seâdettir. (Konuya yarın devam edeceğiz inşallah)