14/07/2025 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Hiç kimsenin kaderden konuşması caiz değildir
“Kaza, kader bilgisi, Allahü teâlânın kullarından sakladığı sırlardan
biridir..."
Muhyissünne İmâm-ı Begavî hazretleri hadîs
âlimlerinin büyüklerindendir. 436 (m. 1044) senesinde Horasan’da Herat ile Merv
şehirleri arasında bulunan. Bâg köyünde doğdu. 516 (m. 1117) Şevval ayında
Merv’de vefât etti. Zamanındaki birçok âlimler ile görüşüp kendilerinden ilim
öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyet etti. Çok eser yazdı. (Mesâbih) kitabı,
konusunda telîf edilmiş olan hadîs kitaplarının, yani amel, itikâd ve îmân
bakımından en şümûllüsüdür.
İmâm-ı Begavî buyuruyor ki:
“Kaza, kader bilgisi, Allahü teâlânın kullarından
sakladığı sırlardan biridir. Bu bilgiyi, en yakın meleklere ve şeriat sahibi
olan Peygamberlerine (aleyhimüsselâm) bile açmadı. Bu bilgi, büyük bir
deryadır. Kimsenin, bu denize dalması, kaderden konuşması caiz değildir. Şu
kadar bilelim ki, Allahü teâlâ, insanları yaratıyor. Bir kısmı şakidir.
Cehennemde kalacaktır. Bir kısmı da saîddir. Cennete gidecektir...
Bir kimse, hazret-i Ali’ye (radıyallahü anh)
kaderi sorduğunda 'Karanlık bir yoldur. Bu yolda yürüme!' buyurdu.
Tekrar sorunca 'Derin bir denizdir' buyurdu. Tekrar sordu. Bu
defa 'Kader, Allahü teâlânın sırrıdır. Bu bilgiyi senden
sakladı' buyurdu.”
İmâm-ı Begavî hazretleri, Ebû Hüreyre’den (radıyallahü
anh) haber veriyor ki, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimize biri
gelip, 'bir altınım var ne yapayım?' dedi. “Bununla kendi ihtiyâçlarını al”
buyurdu. 'Bir altınım daha var' dedi. “Onunla da çocuğuna lâzım olanları al”
buyurdu. 'Bir daha var' dedi. “Onu da, ailenin ihtiyâçlarına sarf et” buyurdu.
'Bir altınım daha var' dedi. “Hizmetçinin ihtiyâçlarına kullan” buyurdu. 'Bir
daha var' deyince, “Onu kullanacağın yeri sen daha iyi bilirsin” buyurdu.
Mesâbih kitabında bildiriyor ki,
Gasîl-ül-melâike adı ile şereflenmiş olan Hanzala’nın oğlu Abdullah
(radıyallahü anh) dedi ki: Resûlullah buyurdu ki: “Bile bile bir dirhem
gümüş değerinde faiz yemek, otuz zinâdan daha çok günahtır.” Yine Mesâbih
kitabında, İmrân bin Hasin’in bildirdiği hadîs-i şerîfte; “Ümmetimin en hayırlı
ve en üstünleri, zamanımda bulunanlardır. Onlardan sonra en hayırlıları,
onlardan sonra gelenlerdir. Onlardan sonra öyle insanlar gelir ki, istenmeden
şahitlik ederler ve emîn olmazlar. Hâin olurlar. Adaklarını yerine getirmezler,
keyiflerine, şehvetlerine düşkün olurlar” buyuruldu.