17/12/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.U
"Bu iş kolay!"
İmâm-ı Ebû Yûsüf hazretleri
zamânında bir kişi, bir oğlu olmasını çok istiyor, ama bir türlü olmuyordu.
Derken adak yapmak hâtırına geldi ve
“Yâ
Rabbî! Bana bir oğul verirsen, senin rızân için dört karış boynuzlu bir koç
kurban edeceğim” diye nezretti.
Yâni adadı.
Çok geçmedi.
Bir oğlu oldu.
Sıra nezrini yapmaya gelmişti.
İyi de, dört karış boynuzlu koçu nereden bulacaktı?
Ne kadar arasa da bulamıyor, bunun için de nezrini yapamıyordu.
Birçok âlime sordu.
Çıkar yol bulamadılar.
Bir ahbâbı ona;
“Sen, Ebû
Yûsüf hazretlerine git, o bu işi hâlleder” dedi.
Hemen koştu bu büyük âlime.
Ve anlattı derdini.
Büyük İmâm dinleyip;
“Bu iş
kolay, ancak bir şartım var” buyurdu.
“Amân hocam, nedir o şart?”
“Okumak
isteyen çok genç var, ama mektebimiz yok. Sen zenginsin, bu gençler için büyük
bir mektep yaptırırsan, işini hâllederim” buyurdu.
Adam çok sevindi.
“Başüstüne efendim” dedi.
Ebû Yûsüf hazretleri;
“Öyleyse bir koç ile bir çocuk bul
getir” buyurdu.
“Derhâl hocam” dedi.
Ve koşup getirdi bu ikisini.
Ebû Yûsüf hazretleri, karışlattı o çocuğa koçun boynuzunu. Onun
karışıyla dört karıştan fazlaydı.
“Bu koçu
kurban et” dedi.
Adam, hayrân kaldı Hazret-i İmâm'ın ilim ve zekâsına.
Ve büyükçe bir mektep inşâ ettirdi o beldede...