21/03/2020 Cumartesi Köşe yazarı A.U
"Senin de ağzın eğilmiş!.."
Seyyid Burhâneddîn hazretleri, bir gün çarşıda giderken,
kaftanının eteği bir tarafa hafif eğilmişti.
Bir genç bunu gördü.
Ve alay maksadıyla dedi ki:
"Hey derviş! Bu nasıl kaftan?"
Mübârek sordu:
"Ne olmuş kaftanıma?"
"Baksana, bir tarafa eğrilmiş."
Büyük velî üzüldü.
Maksadını anlayıp dedi ki:
"Senin de ağzın eğilmiş."
O anda eğildi gencin ağzı.
Felçli gibi, yamuldu birden.
Hatâsını anladı.
Ve yanınana varıp;
"Özür dilerim efendim, ne olur affedin, gençliğime bağışlayın"
dedi.
Mübârek zât, genci affetti.
Ağzına şefkatle bir baktı.
Düzeldi gencin ağzı...
● ● ●
Bu zât, bir gün hizmetçisine;
"Benim için ocağa su koy" dedi.
Hizmetçisi;
"Peki efendim" dedi.
Ve suyu ocağa koydu.
Büyük zât, yine ona;
"Su ısınınca dışarı çık ve benim öldüğümü herkese bildir" buyurdu.
Sonra içeri girdi.
Ve ellerini kaldırıp;
"Yâ Rabbî! Seni ve Resûlünü çok seviyorum. Beni bu sevgime
bağışla" dedi.
Kelime-i şehâdeti söyledi.
Ve rûhunu teslîm etti...