22/08/2025 Cuma Köşe yazarı A.U
"Ben mağlup olmam!"
Kâfirler bir cinin başkanlığında müminlere saldırmışlardı! Lâkin o
cin, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerini görüp titremeye başladı!
Sonra kapandı ayağına.
Ve îmânla şereflendi...
Hükümdâr müşrikti.
İnanamadı duyduklarına. O devirde sihirbazlıkta meşhur
“Ecipal” diye biri vardı ki, hükümdârın ümîdi bu sihirbazdaydı. Hükümdâra geldi
ve
“Bu işi bana bırak!.. Onlar; benim sihrimin karşısında
tutunamaz, giderler” dedi.
Sonra topladı avanesini.
Ve bir “ceylân postu”na oturup, uçarak geldiler.
Muînüddîn-i Çeştî, müminlerin etrâfına bir çizgi
çizip “Bu çizginin dışına çıkmayın” dedi. Sihirbaz geldi.
Ama giremedi içeri.
O çizgiden bir milim ileri gidemiyordu.
Hayretinden; “Hayır, olamaz... Ben bir insanın
karşısında nasıl mağlup olurum!?” dedi.
Her sihri denedi.
Dağlardan milyonlarca yılanları, sihir yaparak
gönderdi bu müminlerin üzerine. Yılanlar, sürüler hâlinde dere tepe aştılar.
Sular gibi akarak onlara ulaştılar. Ama o çizgiye gelince zınk diye durdular.
Sihirbaz şaşkındı!
Hiç böyle bir şey görmemişti ömründe. Bu sihri de
tutmamıştı. Başka sihir düşündü. Ateş yağdırmayı denedi üstlerine.
Ama o da tutmadı.
Tek bir “kıvılcım” bile giremedi o
çizgiden içeriye. Çılgına döndü. (Devamı yarın)