29/11/2025 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Silsile-i aliyye ne demektir?
Behaeddin-i Buhari, İmam-ı Rabbani gibi
zatların da içinde bulunduğu silsileye, (Silsile-i aliyye) yani "yüksek
silsile" denmiştir.
"Silsile" kelimesi,
"Birbirine bağlı, birbiriyle ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra,
halka" anlamına gelir. Mürşid-i kâmil yani âlim ve evliya olan zatlar,
yetiştirdikleri ve artık başkalarını yetiştirebilecek hâle gelen talebelerine,
halifelik ve icazet verirler. Sonra onlar da talebe yetiştirip, onlar da
yetişen talebelerine böyle icazet verirler. Böylece, "âlimler
silsilesi" meydana gelir. Bu halka, Peygamber Efendimize (sallallahü
aleyhi ve sellem) kadar ulaşır...
Behaeddin-i Buhari, İmam-ı Rabbani, Mevlâna Halid-i Bağdadi gibi zatların da
içinde bulunduğu silsileye, (Silsile-i aliyye) yani
"yüksek silsile" denmiştir.(Silsilet-üz-zeheb) yani
"altın silsile" de denir.
Hocasız, icazetsiz, İslam âlimi olmaz. Mutlaka Resulullaha
dayanan bir silsilesi olur. Mesela, İmam-ı Rabbani ve Abdülkadir-i Geylani
hazretleri gibi her Ehl-i sünnet âliminin, Peygamber Efendimize kadar bütün
hocaları bellidir. Ancak böyle bir zata bağlanılır ve Onun kitapları okunur.
Yazdıkları doğru bile olsa, rastgele kimselerin kitapları okunmaz. Böyle bir
zat bulamayan, yine böyle yetkili olan, yani silsilesi belli ve icazet sahibi
olan bir âlimin yazdığı kitapları okuyarak, onu kendine rehber kabul etmelidir.
İmam-ı Rabbani hazretleri daha dört asır önce buyuruyor ki:
"Bu yüksek yolun yolcuları garip oldular, azaldılar.
Şimdiki tarikatçıların yoluna bid’atler karıştığı ve bu yolu bozdukları için,
Resulullahın sünnetine sarılmış olan büyükler, tanınmaz oldu. Bu bilgisizlikten
dolayı, çoğu da, kısa görüşlü oldukları için, bu yüksek yola bid’atler
karıştırdılar. Milletin kalblerini bu bid’atlerle kazanmaya çalıştılar. Böyle
yapmakla, İslam dinini olgunlaştırdıklarını sandılar. Bunlar, bu yüksek yolu
yıkmaya, uğraşıyorlar." (2/62)
İmam-ı Rabbani hazretleri diğer bir mektubunda da buyuruyor ki:
"Bu yol, tam Eshab-ı kiramın yoludur, çünkü o büyükler, Resulullah
Efendimizin sohbetinde, daha birinci günde, öyle şeylere kavuştu ki, sonra
gelen en büyük evliya, en sonda, ancak bundan bir parçaya kavuşabilmiştir. İşte
bunun içindir ki, Hazret-i Vahşi, Hazret-i Hamza’yı şehit etmişken, Müslüman
olunca bir kere Resulullahın sohbetiyle şereflendiği için, Tabiin’in en üstünü
olan Veysel Karani’den daha üstün oldu. Resulullahın sohbetinin başlangıcında
Hazret-i Vahşi’ye nasip olanlara, Veysel Karani, o kadar yüksek olduğu hâlde en
sonda bile kavuşamadı. Demek ki, zamanların, asırların en iyisi, Eshab-ı
kiramın asrıdır. İşte büyüklerimizin yolu da, 'altın silsile'dir. Bu yolun
başka yollardan üstünlüğü, Eshab-ı kiram zamanının sonraki zamanlardan
üstünlüğü gibidir. Bu yolun büyükleri öyle kimselerdir ki, Allahü teâlâ bunlara
fazilet ve merhametiyle, daha başlangıçta, en sonun tadını tattırdı. Bunların
derecelerini başkaları anlayamaz. Bunların vardığı makamlar, başkalarının
vardıkları makamların çok üstündedir." (1/66)
Silsile-i aliyye büyüklerinin isimlerini okumak çok faydalıdır.
Özellikle şu üç faydası vardır: 1- Feyiz gelmesine sebep
olur. 2- Sıkıntı ve üzüntüyü giderir,
ferahlandırır. 3- İhtiyaçların ve
isteklerin hâsıl olmasına sebep olur.