Genel olarak atasözlerinin hepsi doğrudur. Son asırda atasözü diye bazı sözler ilave edilmiş olabilir. Bunlar ceddimize leke sürülmesine sebep olmaz...
Devamını oku...
O atasözleri, bir çok ilim sahibinin onayından geçerek günümüze kadar geliyor. Onun için bütün ceddimize suizan etmek yanlış olur...
Hadis-i şeriftir, atasözü olarak kullanılmaktadır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Kalb, çok zaman his organlarına bağlıdır...
Aşağıdaki atasözlerinin hiç biri kötü maksatla söylenmemiştir. Ecdadına kusur bulmak, kıyamet alametlerindendir...
Atasözlerinde çelişki olmaz. Onların doğruluğu, her asırda onaylanmıştır. Açıklamaları şöyledir:1- Damlaya damlaya göl olur // Taşıma suyla değirmen dönmez...
Yanlış anlamamalıdır! Fransa’daki bir adamın günahı, Mısır’daki bir kimseden sorulmaz. Herkesin günahı da, sevabı da kendine aittir...
Maalesef atasözü düşmanları, her atasözüne bir kulp takıyorlar. Atasözünün ne maksatla söylendiğine bakmayıp da kelimeler üzerinde duruyorlar...
Atasözlerinin hepsi doğrudur. Fakat son asırda çıkarılanlar arasında yanlış olanlar olabilir. Atasözlerinin birçoğu hadis-i şerif mealleridir...
Atasözlerimiz, her asırda doğruluğu onaylanarak bugüne kadar gelmiştir. Söyleniş maksadı bilinmeden suçlamak yanlış olur...
Bu sözün de, dine aykırı yönü yoktur. Çok güzel bir sözdür. Birini incitici bir söz söylemeden önce...
Her yerde geçerli olmaz. Çok eskiden, Müslüman kızlar, çok edepli, çok hayâlı oldukları için, (Falancayla evlenmeyi kabul ediyor musun?) diye sorulunca...
Toplumun seviyesi o kadar düşmüş ki, doğru sözleri de yanlış kabul ediyor. Aynı kişiler, veciz olduğu için hadis-i şeriflere bile uydurma diyecek kadar ileri gitmiştir...
Vesvese, şeytanın verdiği zararlı olan şüphedir. Vesvese etmek günahtır. Günah işlememek için vesveseye hiç itibar etmemelidir...
İnsanın kalbine, melekten, şeytandan ve kendi nefsinden de çeşitli düşünceler gelir. Melekten gelene ilham, şeytandan gelene vesvese, nefsten gelene ise hevâ denir...
Aşağıdaki konuşmada şeytanın verdiği vesveseler hakkında yeterli bilgi verilmektedir...
İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki: Her insana musallat olan en az bir şeytan vardır...
Şeytan çeşitli yollarla vesvese vermeye çalışır. Hikmet ehli bir zat diyor ki: Şeytanın, bilhassa şu on yolla vesvese verdiğini görüp, ona göre tedbir aldım...
İbni Abbas hazretleri anlatır:Resulullah ile beraber iken biri izin isteyip içeri girmek istedi.Resulullah (O İblistir) dedi. Hazret-i Ömer, (Ya Resulallah izin verin onu öldüreyim) dedi...
Şeytanın, meleklere sorduğu sualleri, Abdülgani Nablusi hazretleri bildirmiştir.şeytan dedi ki:Kulun ibadetinin Allah’a hiç faydası olmadığı gibi, isyanının da hiçbir zararı yoktur...
Düşünce kalbe beş şekilde gelir:1- Kalbe gelip gider.2- Kalbe gelip kalır. Ama insan o işi yapmak istemez...
Vesvese, zararlı olan şüphe, kuruntu demektir. Hadis-i şerifte, (Vesvese şeytandandır. Abdest alırken, guslederken ve necaset temizlerken, şeytanın vesvesesinden sakının) buyuruldu. (Tirmizi)...
Kalbe ruh, gönül de denir. Kalb, kelime olarak, bir hâlden bir hâle değişme, dönme gibi anlamlara gelir. Bir Müslüman da, çeşitli vesveselere, günahlara maruz kalabilir...
1- Niyet etmediğini bilmeyen yani yüzde yüz ben niyet etmedim diyemeyen kimse, niyet etmiş demektir, namaz sahihtir. Gusülde ve abdestte ise zaten niyet şart değildir...
Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylere, şeytan denir. Şeytan üç çeşittir: İblis, nefs ve kötü arkadaş...
Dediğiniz şeylerin hepsi haramdır, fakat içinde o haram maddelerin olduğu kesin bilinmedikçe, sakınmak, vesvese, kuruntu ve zararlı olur, haram olmaz, zanla kesin hüküm verilmez...
Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından nakli esas aldığı ve içinde yazarına ait düşünce olmadığı için kıymetlidir, çünkü dinimiz nakil dinidir...
İslam âleminde imam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat'ı kadar kıymetli bir kitap daha yazılmamıştır. Mektubat, üç cild olup, beş yüz yirmi altı mektubunun toplanmasından meydana gelmiştir...
Osmanlı sultanları, çok kıymetli bir eser olan Mızraklı İlmihâli, Türklerin bulunduğu her yere göndermişler; halk da dinini doğru olarak öğrenmişlerdi...
Bu kitabın birinci kısmı İmam-ı Rabbani hazretlerinin, ikinci kısmı ise oğlu Muhammed Masum hazretlerinin Mektubat’ından seçilen çok kıymetli ifadelerdir...
Bir şeyin reklamının yapılması, o yayın kuruluşunun o ürünü tavsiye ettiğini göstermez. Reklam ayrı bir konudur...
Hamdi amca, Mücahit’i bir Cuma namazında camide görmüştü. Namazdan sonra yanına yaklaşarak dedi ki...
Baklava, iyi bir gıdadır; ancak şeker hastasına zararlıdır. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları da bid’at ehline kötü görünür...
Bu kitabın içinde iki bölüm vardır:Birinci bölüm, Ahmet Cevdet Paşa’nın yazdığı Malumat-i Nafia(Faideli Bilgiler) risalesidir...
Bu kitapta, tam 10 risale [kitapçık] vardır:1- Abdullah-ı Süveydi hazretlerinin Hücec-i kat’ıyye kitabıdır.Ehl-i sünnetle Şiilerin arasındaki ayrılığın giderilmesini ve Nadir Şah’ın bu husustaki fermanını bildirmektedir...
Bu kitap, 4 bölümden meydana gelmiştir:1- Bu bölümde, Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerinin İtikadnamekitabının tercümesi mevcuttur...
Bu kitap 3 bölümden meydana gelmiştir:1- İslam Ahlakı: Ali bin Emrullah ve Muhammed Hâdimî hazretlerinin kitaplarından hazırlanmıştır...
Eshab-ı kiram kitabının başında, Eshab-ı kiramın üstünlüğü, Eshab-ı kirama dil uzatanların haksız ve cahil oldukları anlatılmakta, ayrıca ictihadın ne olduğu açıklanmaktadır...
İki bölümden meydana gelmiştir:1- Kıyamet ve Âhiret: Büyük İslâm âlimi, İmam-ı Gazali hazretlerinin Dürret-ül-fâhire kitabının tercümesidir...
Harputlu İshak Efendi’nin Diyâ-ül-kulûb kitabının tercümesidir. İsa aleyhisselama gönderilen ve hak kitap olan İncil’in tahrif edilmesiyle ortaya çıkan dört kitap...
Bu kitap, dokuz bölümden meydana gelmektedir. Ehl-i sünnet itikadı, küfrü gerektiren sözler, namaz, abdest, gusül, teyemmüm, oruç, hac ve zekât bilgileri anlatılmaktadır...
Bu kitabı büyük âlim Mevlânâ Abdurrahman Câmî hazretleri yazmıştır. Kitapta, nebi ve resul kelimelerinin manaları, Peygamber efendimizin doğumundan...
Zekâtını fakirlere veren ve alın teri ile helalinden kazanan kimsenin villa, köşk yaptırması haram değildir, helal ve makbuldür...
Hastalık ve dünya sıkıntılarından kurtulmak için ölümü istemek caiz değildir. Fakat dindeki fitneler sebebiyle ölüm istenebilir...
Nazar haktır. Beğenerek, imrenerek veya kıskanarak bakılan şeylere nazar değer. İnsana, hayvana ve hatta cansıza da nazar değer...
Dünya, zevk yeri değil. Ahiret, bunun için yaratıldı. Dünya ile ahiret, birbirinin zıddı, tersidir. Birini sevindirmek, ötekinin gücenmesine sebep olur...
Ekseriya depremler ilahi bir ikazdır. Âlimler, (İki Z olunca üçüncü Zgelir) demişlerdir. Yani Zulüm ve Zina çoğalınca Zelzele olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki...
Yemin, kuvvet demektir. Sözün, niyetin, işi yapmak veya yapmamak arzusunun kuvvetli olduğunu gösterir. En kuvvetli şekilde söz vermek olur...
Rüyada çeşitli hikmetler vardır. Kimi için bir müjde, kimi için bir ikazdır. Kur'an-ı kerimde rüya ve tabiri ile ilgili bilgi vardır...
Kişide mevcut şuurluluk durumunun, başka bir şahıs tarafından, çeşitli etkileme yollarıyla değiştirilmesi sonucunda ortaya çıkan özel uyku hâline hipnotizma ve hipnotizm deniyor...
Müslümanlıktan ayrılıp, kâfir olana veya ana-babası müslüman olup da, kendisi müslüman olmayana mürted denir...
Her Müslüman, ölmeden önce vasiyetini yazmalıdır. Vasiyeti, ölüm hastalığında yazmak vacip; sıhhatte iken yazıp, yanında taşımak müstehaptır...
Allahü teâlâ, sayısız hayvan yarattı. Bir kısmının zararından emin olmak, bir kısmının da insanlara itaat etmesi için, onlara akıl vermedi...
Resul = Elçi olduğunu iddia eden Mısırlı Reşat Halife denilen bir sapığın kurduğu, İslam düşmanlarının destekleyip yaymaya çalıştığı bir dindir...
Asıl ismi Belam-ı Baura olup, Musa aleyhisselam zamanında yaşamıştı. İsm-i a'zamı bilen, her duası kabul olan büyük bir âlimdi...
Evet imansız ölmüştür. Bu husustaki hadis-i şerifin meali şöyledir:(Cehennemde en hafif azap Ebu Talib’e yapılır. Ayaklarında ateşten iki nalın olacak, bunların sıcaklığından beyni kaynayacaktır.) [Müslim]...
Asıl adı Hüseyin bin Mansur’dur. Hallac denilmesinin sebebi şudur: Bir gün, arkadaşı olan bir hallacın dükkanına girdi...