Ey Kureyşliler!

01/11/2019 Cuma Köşe yazarı A.U

Hazret-i Alîyyül Mürtezâ (radıyallahü anh) Mekke'den ayrılıp gittikten sonra Ebû Cehil mel'unu Kureyş müşriklerini topladı.

Ve onlara hitaben;

"Ey Kureyşliler! Niçin susarsınız? Muhammed'in evi burada oldukça bizimle düşmanlık etmez. Bu işe mâni olalım” dedi.

Kudurmuş gibiydi!

Müşriklerin her biri;

"Şöyle yaparız, böyle yaparız!" dediler.

Ama kuru gürültüydü.

Sonra karar verip;

"En iyisi Abbâs'a gidip söyleyelim. İcâbında tehdit edelim. O bir şeyler yapsın" dediler.

Ve onun evine geldiler.

Kapısını çalıp;

"Yâ Abbas! Var kardeşinin oğluna nasîhat eyle ki Muhammed'in evini götürmesin. Yoksa Onunla aramız açılır, ona göre" dediler.

Güya tehdit ettiler!

Hazret-i Abbas kalktı.

Ve İmam-ı Alî'ye gitti.

Müşriklerin sözlerini ona söyledi.

Şâh-ı merdan;

"Ey Amca, inşallah ben yarın Resûlullah’ın evinin eşyasını götüreceğim. Yoluma kim çıkarsa cenk ederim!" dedi.

Hiç kulak asmadı.

Hiç de korkmadı.

Hazret-i Abbas, Kureyş kâfirlerine bunu söyleyince onlar huzursuz oldular.

Ve onu şehirden çıkarmamak için sözleştiler.

Hazret-i Alî de (radıyallahü anh), Resûlullah’ın eşyasını kaldırıp yola revan oldu. (Devamı yarın)