"O zâtın hürmetine..."

03/08/2020 Pazartesi Köşe yazarı A.U

Anadolu'nun Kula ilçesinde medfun bulunan Tâhir Efendi Allah adamlarındandır.

O devirde bir kimse vardı.

Henüz Müslüman olmamıştı.

Bu kişi hastalandı bir gün.

Tabipler çâre bulamadılar.

Hasta gittikçe ağırlaştı!

Nihâyet ölecek hâle geldi.

Ne yapacağını bilemiyordu.

Bir gece, bunaldı çâresizlikten

O anda Tâhir Efendi'yi düşündü.

Kendi Müslüman değildi.

Ama bu zâtı seviyordu.

Mübârek kişi olduğunu biliyordu.

Yâni, hüsnü zannı vardı o zâta.

Onu vesîle ederek;

“Yâ Rabbî! O zât senin sevgili bir kulunsa, onun hürmetine bana şifâ ver!” dedi.

Böylece duâ etti.

Allaha yalvardı.

Sonra ellerini yüzüne sürdü.

O esnâda çalındı kapısı.

Gelen, Tâhir Efendi idi.

Onu görünce şaşırdı.

Çok da sevindi.

Bu zâta hürmetle;

“Buyurun efendim, hoş geldiniz, safâ geldiniz” dedi.

Ancak girmedi mübârek.

Elinde üç beş tâne elma vardı.

Onları adama uzatıp;

“Bunlardan ye. Allahın izniyle iyileşirsin” dedi.

Ve ayrılıp gitti.

Adam o elmalardan yedi.

Ve iyileşti birden.

Hastalığından eser kalmadı.

Sonrası mâlûm.

Şehâdeti söyleyip Müslüman oldu.