"Bütün mallarımı verirsem..."

04/10/2019 Cuma Köşe yazarı A.U

Hazret-i Süheyb, mallarıyla birlikte hicret ederken, müşrikler mâni olmak istediler.

Hicrete izin vermediler.

Hazret-i Süheyb’in Peygamber Efendimize olan muhabbeti ve Ona kavuşmak arzusu yanında, mallarının hiç kıymeti yoktu...

O müşriklere;

"Bütün mallarımı verirsem önümden çekilir misiniz?" diye sordu.

Müşrikler hemen;

"Çekiliriz" dediler.

Hazret-i Süheyb, yanında bulunan bütün vârını verdi. Mekke'deki varlığının da yerini târif edip müşriklerin elinden kurtuldu ve hiç parasız olarak yoluna devam etti.

Binbir zahmet çekti.

Meşakkate katlandı.

Fakat Sevgili Peygamberimize kavuşmak sevinci ve mânevî hazzıyla, bu sıkıntılardan tad ve zevk alarak yoluna devam etti.

Medîne’ye vardı.

Ve çok rahatladı...

Resûlullah Efendimiz; berâberlerinde Hazret-i Ebû Bekr ve Hazret-i Ömer (radıyallahü anhümâ) olduğu hâlde bir sahâbînin evinde misâfirdiler.

Hazret-i Ömer;

"Yâ Resûlallah! Süheyb-i Rûmî'yi göremiyoruz, acabâ nerede kaldı?" diye arz etti.

Efendimiz tahkîk ettirdi.

Yolda karşılaştığı açlık, susuzluk ve diğer zorluklardan dolayı, Kuba'ya zamânından çok sonra gelebildiği ve Hazret-i Sa'd bin Hayseme tarafından misâfir edildiği anlaşıldı...