"Câhil olan nasıl koruyabilir?"

05/06/2019 Çarşamba Köşe yazarı A.U

Buhâra’da yetişen âlim ve evliyânın büyüklerinden Ebû Hafs-ı Kebîr hazretleri, 264 (m. 877) senesinde, Buhâra’da vefât etti.

Şöyle nakledilir:

Bu zât, gençlik yıllarında ilim ve iffet sâhibi, sâliha bir kızla velendi...

İlk gece, kız buna;

"Kadınların âdet hâlleriyle ilgili hayız ilmini öğrendin mi?" dedi.

Ebû Hafs;

"Öğrenmedim" dedi.

Bunun üzerine;

"Allahü teâlâ bir âyet-i kerîmede meâlen; ‘Kendinizi ve emrinizde olanları cehennemden koruyun!’ buyuruyor. Câhil olan nasıl koruyabilir?" dedi.

Ebû Hafs utandı!

Hak verdi hanımına.

Onu Allahü teâlâya emânet ederek, ilim öğrenmeye çıktı.

Merv şehrinde on beş sene, büyük bir âlimden ilim tahsil etti.

Sonra vatanına döndü.

Bir de arkadaşı da vardı.

Ceyhun Irmağı'nın üzerinden geçiyorlardı ki, Ebû Hafs’ın ayağı kaydı birden...

Kitaplar savruldu.

Hepsi suya düştü.

Çok üzülüp, o arkadaşından, yazmak için kitaplarını ödünç istedi.

O ise cevâbında;

“Sen öyle ilim öğrenmeliydin ki, kitâba ihtiyâcın kalmamalıydı" dedi.

Ona; “Haklısın” dedi.

Ve Merv'e geri gitti.

Altı senede o kitapları ezberleyip "âlim" olarak hanımının yanına döndü.