“Ey Âdemoğlu! Nihâyet içime girdin!"

06/05/2020 Çarşamba Köşe yazarı A.U

Horasan evliyâsından Ebû Alî Cürcânî hazretlerine bir gün sordular ki:

“Ölü kabre girince hâli nasıl olur?”

Mübârek şöyle anlattı:

Bir kimse vefât edince; onun için değişik bir hayat başlar.

Defin bitip cemaat dağılırken, gidenlerin ayak seslerini işitir.

Mezarında yalnız olur.

Amelleriyle baş başa kalır.

O anda bir “ses” duyar.

Mezarı, ona seslenip;

“Ey Âdemoğlu! Nihâyet içime girdin. Buranın nasıl bir yer olduğunu biliyor muydun? Yoksa öğrenmek lüzûmunu hissetmedin mi? İşte görüyorsun ki, burası hem çok dardır, hem de çok karanlık. Hem olmaz bu yerde ne yatak, ne de yastık” der.

O, bunları duyar.

Hâliyle irkilir, korkar.

Mezar devam edip;

“Üstümde çok günahlar işledin de tövbe etmedinse, şimdi benim içimde azaptan kurtulamazsın. Eğer hazırlıksız geldinse, seni bu azaplardan ne malın kurtarabilir, ne de paraların” der...

● ● ●

Bu zât bir gün Allah sevgisinden bahsediyordu.

Dinliyenlere:

"Kalbimde (Allah sevgisi) yerleştikten sonra, başıma gelen şeylere hiç aldırmam. Bu (sevgi) olduktan sonra hiçbir şey umûrumda değil" buyurdu.