Tecvîd ilmi, hem nazarî hem tatbîkîdir

07/01/2020 Salı Köşe yazarı V.T

"Her ilmin meseleleri olduğu gibi tecvîd ilminin de meseleleri vardır."

 

Hişâm bin Ammâr hazretleri Kırâat-î seb'adan olan İbn Amir kıraatinin iki râvisinden biridir. 153 (770)’de Şam’da doğdu. Kıraati, İbn Âmir'in meşhur talebesi Yahya bin Haris’in yetiştirdiği Eyyûb bin Temîm'den tahsil etti. 245 (m. 859)’da Şam’da vefat etti. Şöyle buyurmuştur:

Her ilmin meseleleri olduğu gibi tecvîd ilminin de meseleleri vardır. Bu meseleler yirmi sekiz hecâ harflerinin; zâtlarından, sıfatlarından, medlerden, ihfâ, izhâr, ıklâb ve idgamlarla beraber mânâ harfleri denilen âmilleri, vazifelerine göre eda; kelimeleri medlul ve mânâlarına yaraşır bir şekilde telâffuz; kelimelerin istiklâllerini belirtecek şekilde kıraat; cümle ve âyet-i kerîmeleri mefhûm ve usûlüne uygun tarzda tilâvet; nazm-ı celîlin fesahatini ve belagatini apaçık belirterek okumak ve başka husûsfar, tecvîdin meselelerini meydana getirmektedir. Hem nazarî hem de tatbîkî bir ilim olması sebebiyle, dînî ilimler içerisinde, tecvîd ilmi kadar üstada (hocaya) ihtiyâç hissettiren başka bir ilim yoktur. Tecvîd kitaplarında kaideler bildirildikten sonra; “Huzûhü min efvâhi’l-mesâythi” buyurulmuştur. Yâni bunu üstâdların ağzından alınız. Tecvîd ilminde, “Fem-i muhsin”in, kaideleri hakkıyla yerine getirebilen hocanın yeri büyüktür. Bu sebeple İslâm âlimleri mutlaka okudukları üstâdlarının silsilelerini yazıp nakletmişlerdir.

Kıraat âlimleri, Kur’ân-ı kerîmin üç şekilde okunabileceğini bildirmişlerdir:

1-Tahkîk: Her bir harfin hakkını vermek, medleri mertebelerine uygun bir şekilde uzatmak, harekeleri birbirinden ayırmak, şeddeleri tam yapmak ve ayınların hakkını vermektir. Tahkîk; İmâm-ı Hamza ile Versin usûlüdür.

2-Hadr: Lügat mânâsı, süratli okumak demektir. Kur’ân-ı kerîmi tecvîd kaidelerine uymak suretiyle en hızlı okuma şeklidir. Hadr’de medler asgari haddine iner. Harflerin hakkıyla telâffuz edilmelerine dikkat edilmesi lâzımdır. Sür’at sebebiyle harf-i medler kesilir, gunnenin sesi gider, harekelerin çoğu giderse, kıraat caiz olmaz. Hadr’da; idgam, ihfâ, kalkale, gunne ve medler ihmâl edilmez. Hadr ile kıraat; İbn-ül-Kesîr, Ebû Ca’fer, Ebû Amr, Ya’kûb ve Kâlûn’un usûlüdür.

3-Tedvîr: Tahkîk ve hadr arasında bir kıraat şeklidir. Eda ehlinin çoğu katında tercih edilen bir kıraattir. İbn-ül-Âmir, Asım, el-Kisâî ve Halefin usûlleridir.