“Onlar, mucize görseler yüz çevirirler!..”

07/10/2019 Pazartesi Köşe yazarı V.T

Bir gün, Mekkeli müşrikler, Resûlullahtan kendilerine mucize göstermesini istediler.

 

Burhâneddîn Nasr bin Muhammed hazretleri hadîs âlimlerinin büyüklerindendir. 536 (m. 1142)’de doğup, 619 (m. 1222)’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem), Kur’ân-ı kerîmden başka pekçok mucizeleri vardır. Bunlardan birisi de, Ay’ın ikiye ayrılmasıdır.

Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) anlattı: “Mekkeli müşrikler, Resûlullahtan kendilerine mucize göstermesini istediler. Bunun üzerine Ay’ın iki kısma bölünüşünü (mucize olarak) onlara gösterdi. Nihâyet Hira Dağı'nı, bölünen o iki kısım arasında gördüler. Müşrikler, “Muhammed sizi büyüledi!...” dediler. Müşriklerden birisi, “Şayet Muhammed Ay’ı büyüledi ise, yaptığı büyü bütün yeryüzünü saramaz ki, öyle ise diğer memleketlerden gelenlere soralım bakalım, onlar da bunu görmüşler mi?” dediler. Sonra diğer ülkelerden gelenlere sordular. Onlar da, “Evet, biz de Ay’ın ikiye bölündüğünü gördük” deyince, Mekkeli müşrikler, “Anlaşılan bu müstemir, arkası kesilmeyen devamlı bir büyüdür” dediler.

Allahü teâlâ, Kamer sûresi 1 ve 2. âyetlerinde meâlen; "Saat yaklaştı. Ay (ikiye) ayrıldı. Onlar, bir mucize görseler yüz çevirirler ve 'Müstemir bir büyüdür' derler” buyurdu.

Peygamber efendimizin mucizelerinden birisi de, güneş batmışken, tekrar geriye çevrilmesi hadîsesidir. Esma binti Umeys (radıyallahü anhâ) anlattı:

“Resûlullah efendimizin mübârek başı Hazreti Ali’nin kucağında iken, kendisine vahiy geldi. Ali (radıyallahü anh) ikindiyi, güneş batıncaya kadar kılamamıştı. Resûlullah efendimizden vahiy hâli geçtikten sonra buyurdu ki: 

-Yâ Ali, ikindiyi kıldın mı? 

Hazreti Ali; 

-Hayır kılamadım yâ Resûlallah! dedi. Bunun üzerine Pegamber efendimiz şöyle duâ buyurdular: 

“Yâ Rabbî! O, şüphesiz senin ve Resûlünün tâatindeydi. Güneşi ona geri çevir!” 

Esma (radıyallahü anhâ) dedi ki: “Onu gördüm, battıktan sonra tekrar doğdu. Dağların ve yerin üzerinde durdu. Bu, Hayber’in es-Sahbâ semtinde idi.”

İbn-i Mes’ûd (radıyallahü anh) rivâyet etti ki: “Biz Resûlullah efendimizle beraberdik. Suyumuz yoktu. Resûlullah; 

-Yanında fazla suyu olandan isteyin, buyurdular. Bunun üzerine Peygamber efendimize su getirildi. Onu bir kaba döktü. Sonra mübârek avucunu onun içine koydu. Baktık ki, Resûlullahın mübârek parmakları arasından su fışkırmaya başladı.”