Zorluklar içinde yapılan ibadet daha kıymetlidir

08/05/2020 Cuma Köşe yazarı A.D

Şu uzun ve sıkıntılı "virüs günleri"nde oruç tutmak çok zordur. Elbette, zorluklar içinde yapılan ibadetin sevabı daha çoktur.

 

Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır... Din büyükleri buyuruyor ki: "Cuma günü ve gecesi, ramazan-ı şerifin otuz gün ve gecesi hiç kimseye azap yoktur. Ramazan-ı şerif kirli elbisenin makineye girip temiz çıkması gibidir. Birinci günü başlıyor, otuzuncu günü tertemiz olarak insan öbür taraftan çıkıyor..." 

Şu uzun ve sıkıntılı "virüs günleri"nde oruç tutmak çok zordur. Elbette, zorluklar içinde yapılan ibadetin sevabı daha çoktur. Bu ayda özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte;

(Özürsüz, ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu.

Ehl-i sünnet âlimleri, ramazan-ı şerifte şöyle dua ederler:

"Ya Rabbi! Tuttuğumuz oruçları kabul eyle! Sen bizi ramazan-ı şerifin şefaatine nail eyle! Ramazan-ı şerifte affettiğin, magfiret ettiğin kullarına bizi de dâhil eyle! Âmin..." 

           ***

Bir gün, Peygamber efendimiz Eshabına buyurdu ki:

"Rüyamda acayip şeyler gördüm. Ümmetimden birini azap melekleri yakalamıştı. Aldığı abdestler gelip, onu içindeki zor durumdan kurtardı... Birini gördüm, kabri onu sıkıyordu. Kıldığı namazlar gelip, onu kabir azabından kurtardı... Birine şeytanlar musallat olmuştu. Ettiği zikirler gelip, şeytandan onu kurtardı... Birinin de susuzluktan dili çıkmıştı. Tuttuğu ramazan orucu gelip, susuzluğunu giderdi...

Birini zulmet sarmıştı. Yaptığı hac gelip karanlıktan çıkardı... Birine ölüm meleği gelmişti. Ana babasına yaptığı iyilikler gelip, ölümüne engel oldu, geciktirdi. Birini Müslümanlarla konuşturmuyorlardı. Sıla-i rahim gelip, ona şefaat etti, onlarla konuştu. Peygamberinin yanına gitmek isteyen birine engel oluyorlardı. Aldığı gusül, onu alıp yanıma getirdi... Ateşten korunmak isteyen birisine, sadakası gelip ateşe perde oldu... Birini zebaniler alıp Cehenneme götürürken, yaptığı emr-i maruf ve nehy-i münker gelip kurtardı... Biri Cehennem ateşine atılmıştı. Allah korkusu ile döktüğü gözyaşları gelip oradan kurtardı...

Birine amel defteri solundan verilirken, Allah korkusu gelip, defterini sağa aldı... Sevapları hafif gelen birine, kendinden önce ölen çocukları gelip, sevabını ağırlaştırdı... Cehennemin kenarında, korkudan titreyen birine, Allahü teâlâya olan hüsnü zannı gelince, titremesi durdu... Sırattan zorla geçen biri, Cennete geldi. Fakat kapılar kapalıydı. Kelime-i şehadeti gelip, onu Cennete koydu..."