“Din nasîhattir kardeşlerim!"

10/05/2020 Pazar Köşe yazarı A.U

Denizli'ye bağlı Çal kazâsı müftüsü Ahmed İzzet Efendi “rahmetullahi aleyh”, 1952 yılında vefât etti.

Hâl sâhibi bir velîydi.

Bir gün şunu anlattı sevdiklerine:

Hazret-i Ömer “radıyallahü anh”, Eshâb-ı kirâmdan birisini bir yere vâli tâyin etmişti.

Onu, gideceği yere uğurluyordu.

Birkaç sahâbî de vardı yanlarında.

O vâliye dönüp;

“Sakın hâ, Allaha şirk koşma, her gün beş vakit namazını kıl, zengin olursan zekâtını ver ve hacca da git ve sakın yalan söyleme!’ diye ona nasîhat etti.

O da dinleyip;

“Başüstüne” dedi.

Halîfeye vedâ etti.

Ve ayrılıp tâyin olduğu yere gitti.

Ancak sahâbîler şaşırmıştı?!

Hazret-i Ömer’e;

“Ey halîfe! Bu söylediklerin zâten bilinen şeyler. Söylediğin kişi de büyük sahâbîlerdendir. Üstelik de “Aşere-i mübeşşere”den bir kimsedir. Bunları zâten bilir ve yapar” dediler.

Hazret-i Ömer;

“Din nasîhattir kardeşlerim. Yâni mühim şeyleri hâtırlatmaktır. Bu söylediklerimden daha mühim şey var mıydı?” dedi.

“Yoktu elbet” dediler.

Halîfe cevâben;

“İşte ben de onu yaptım. En mühim şeyleri hâtırlattım ona. Daha ne söyliyebilirdim ki?” buyurdu.