"Gavs-ül âzam'a saygılı olunuz!.."

10/12/2019 Salı Köşe yazarı A.U

Alî bin Heytî hazretleri, Irak'ta yaşayan büyük velîlerdendir.

Yedi yaşındaydı.

Açıldı kalp gözü.

Bu zât, Ebül Vefâ hazretlerinin en çok sevdiği talebesiydi.

O devrin kutbuydu.

Her canlıya rızık gönderilmesi, dertlerin, belâların giderilmesi, hastaların şifâ bulması, onun vâsıtasıyla olurdu.

Yâni (kutb-ül aktâb) idi.

Kutb-ül aktab, her devirde olması lâzımdır.

Onsuz olmaz.

Biri ölse, yerine başkası getirilir.

Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri de onu över; saygı, hürmet ve edep gösterirdi kendisine.

Sebebini sordular.

“Bütün evliyâlar, bizim sohbetimizden feyz aldılar. Biz de ondan feyz alırız” buyurdu.

O da Gavs-ı âzam'a hürmet eder, Ona giderken gusül abdesti alırdı.

Talebelerine;

“Gavs-ül âzam'a çok saygılı olunuz. Kalbinizi her kirden pâk ediniz, temizleyiniz ki, Sultân'ın huzûruna gidiyoruz” derdi.

Hattâ Onun kapısında beklerken tir tir titrer, (Gir) demeden içeri girmezdi.

● ● ●

Bâzı sevdikleri sordular:

“Efendim, Müslüman nasıl olur?”

Cevâbında;

“Müslüman; güler yüzlü, tatlı sözlü olur. Güler yüz ve tatlı sözün, dînimizin yayılmasında mühim yeri vardır. Zîrâ böyle olmayan insanlar, dîne fazla faydalı olamazlar” buyurdu...