"Çok gülüyorsun, ama…"

11/09/2019 Çarşamba Köşe yazarı A.U

İmâm-ı Alî Nakî hazretleri, âlim ve evliyâdandır.

Seyyiddir ayrıca.

Bu zâtı bir düğün yemeğine dâvet etmişlerdi bir gün.

Kabul edip teşrîf etti.

Ancak düğünevinde bir kişi vardı ki, hiç hürmet göstermiyordu bu zâta.

Bir şeyler söylüyor, halkı güldürüyordu.

İnsanlar da rahatsız oluyordu bundan.

Bu zâta sordular ki:

“Şunu susturalım mı efendim?”  

Buyurdu ki:

“Lüzum yok. Biraz sonra mecburen kalkıp gidecek.”

O ara biri geldi oraya.

Ve o edepsize dönüp;

“Annen damdan düştü, koş, ölmek üzere!” dedi.

O, telâşla kendini attı dışarı.

Hem bir “lokma” yemeden...

● ● ●

İmâm-ı Alî Nakî hazretlerini, bir gün, zamanın Sultânı, oğlunun düğününe çağırmıştı.

Büyük velî kabul etti.

Teşrîf etti düğünevine.

Ancak bir “genç” vardı ki, lüzumsuz şeyler anlatıp, insanları güldürüyordu.

Kendi de kahkahalar atıyordu.

Büyük zât, o gence;

“Sen böyle gülüyorsun, ama yakında öleceksin, haberin var mı?” buyurdu.

Delikanlı hiç oralı olmadı.

Ve gülmeye devam etti.

Büyük velî bir daha îkaz etti.

O, yine umursamadı.

Nihâyet düğün bitti.

Aradan üç gün geçmiştı ki, o genç, evinde vefât etti âniden.