Din büyüklerine dil uzatmak

11/10/2018 Persembe Köşe yazarı O.Ü

İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyurdu ki: "Allahü teâlâ, dil uzatanları, gaflet uykusundan uyandırsın!"
 
Sual: Bazı kimseler, kendilerini önceki âlimlerden, evliyadan hatta Eshâbdan üstün görmekte ve onlara dil uzatmaktadır. Böyle kimselere ne demelidir?
Cevap: Konu ile alakalı olarak, İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
“Kendini, Eshâb-ı kiram gibi sanmak, ahmaklıktır. Kendini, önce gelen büyüklere benzetmek ise, cahilliktir. Şunu da bildirelim ki, önce olmak şerefinin üstünlüğe sebep olması, birinci asırda, insanların en iyisinin sohbetine kavuşanlar içindir. Sonraki asırlarda böyle değildir. Daha sonraki asırda gelenler, önündeki asırlarda gelenlerden üstün olabilir. Hatta aynı asırda bulunanlardan, sonraki, öncekinden, talebesi hocasından ileri geçebilir. Allahü teâlâ, dil uzatanları, gaflet uykusundan uyandırsın! Bir Müslümanı kabahatli sanarak, dedikodu yapmak, sövmek, pek şeni, çok çirkindir. Vehim ile, zan ile, bir Müslümana sapık demek, kâfir demek, inatçılık, kincilik olur. Bu iftiraları yerinde olmadığı zaman, söyleyenler sapık ve kâfir olur. Böyle olduğunu hadîs-i şerif bildirmektedir.”
           ***
Sual: Peygamber efendimizin kendi zamanı ve Ona yakın olan zamanlar, sonrakilerden daha mı kıymetli idi?
Cevap: Bu konuda Merec-ül-bahreynde deniyor ki:
“Hakîm Alî Tirmizî hazretleri buyurdu ki: “Yaşım ilerledikçe, ilmim, amelim ve mücahedem arttığı hâlde, gençliğimde kavuşmuş olduğum nurları, tesirleri kendimde bulamaz oldum. Sebebini bir türlü anlayamadım. Gençlik zamanım, Resûlullah efendimizin zamanına daha yakın olduğu için, o zamandaki hâlin daha üstün olduğu, kalbime ilham edildi.” O zamana yakın zamanlar böyle kıymetli olunca, o zamanın kendinin ne kadar çok kıymetli olduğunu anlamalıdır. Bunun içindir ki, Kût-ül-kulûbda; “Resûlullahın o mübarek cemalini bir kere görmek ve biraz huzurunda oturmak, insanı öyle şeylere kavuşturur ki, başka zamanlarda yapılan halvetlerle ve kırk gün riyazet çekmekle, bunlar elde edilemezler” buyurulmaktadır. Başka zamanlarda yetişen büyük Veliler de, Resûlullah efendimizin manevi sohbetinde bulunup, feyiz almakla yükselmişlerdir.”
           ***
Sual: Secde, Kâbe'ye mi yapılır yoksa Kâbe'ye karşı mı yapılır.
Cevap: Secde yalnız Allah için, Kâbe'ye karşı yapılır. Kâbe için yapılmaz. Kâbe için secde edenin imanı gider, kâfir olur.