"Bu kumaşı kaça aldın?"

13/01/2020 Pazartesi Köşe yazarı A.U

Yûnus bin Ubeyd hazretleri Tâbiînin büyüklerindendir.

Manifaturacılık yapardı.

Kul hakkından korkar, malını methetmezdi.

Bir gün bir müşteri geldi.

Onunla çırağı ilgilendi.

Ve kumaşı müşteriye gösterirken; "Yâ Rabbî! Bu cennet kumaşından bana da nasip et" dedi.

O, bu sözü duydu.

O malı sattırmadı.

● ● ●

Bir gün de, yolda bir kimseyi kumaş satın almış gidiyor görünce, kumaşı tanıyıp, kendi dükkânından alınmış olduğunu anladı.

Ve ona sordu ki:

"Bunu kaça aldın?"

"Dörtyüz dirheme" deyince,

"Bu kumaşın değeri ikiyüz dirhemdir. Gel, paranın üstünü vereyim" buyurdu.

O kimse dedi ki:

"Bu kumaş, bizim orada beşyüz dirhem eder."

"Olsun" buyurdu.

"Gel, üstünü al."

O da ikiyüz dirhemini alıp gitti.

Büyük zât, çırağına sordu:

"Bu kumaşı niye pahalı sattın?"

"Kendi rızâsı ile aldı deyince,

"O râzı olsa da, sen râzı olmayacaktın" buyurdu.

● ● ●

Bir gün de sevdiklerine;

"Dışı, içine uymayan birini görmek isterseniz bana bakın" buyurdu.

"Niçin?" dediklerinde;

"Çünkü yüz kadar iyi huy biliyorum, ama bir tekini kendimde göremiyorum. Kötü huyları sayıyorum. Hepsini kendimde görüyorum" buyurdu.