"Bundan daha büyük nîmet olur mu?”

15/05/2019 Çarşamba Köşe yazarı A.U

Tâbiîn’in meşhur âlimlerinden Ubeyde bin Muhâcir hazretleri, aslen Rum’dur.

112 (m. 730) da vefât etti.

● ● ●

Bir defâsında ticâret için Azerbaycan'a gitmişti.

Bir akşam vakti, gecelemek üzere nehir kenarında bir yere çekildi.

Ve bir hâdiseye şâhit oldu.

Yâni bizzat yaşadı.

● ● ●

Kendisi şöyle anlatıyor:

Yakınımda, devamlı Allahü teâlâya hamd eden birinin sesini işittim.

Sesin geldiği yere doğru yaklaştığımda, çukur içinde, bir “hasıra” sarılmış birini gördüm.

Yanına yaklaştım.

“Selâmün aleyküm.”

“Aleyküm selâm.”

Dedim ki:

“Sen kimsin?”

“Bir Müslümanım.”

“Niçin buradasın?”

Cevâbında;

“Ben burada Rabbime hamd ediyorum. Zîra beni yarattı, bana düzgün âzâlar verdi, Müslüman olmakla şereflendirdi, sıhhat âfiyet verdi, ayıp ve günahlarımı da örtüyor. Bundan daha büyük nîmet olur mu?” dedi.

Çok sevdim onu.

Ve teklîf ettim ki:

“Gel, bize gidelim.”

Kabul etmedi.

Onun, o hâldeyken bile hâlinden memnun olup şikâyet etmemesi, beni çok duygulandırdı...