Gözü yaşlı bir zât idi...

17/02/2020 Pazartesi Köşe yazarı A.U

Amasya velîlerden Alî Hâfız hazretleri, gözü yaşlı bir zât idi.

Ümmet-i Muhammed'e karşı aşırı merhameti olup, âhirette kurtulmalarını düşünürdü.

Onlar için ağlardı.

Ve çok duâ ederdi.

Talebelerini de çok severdi.

Onlarla (baba-oğul) gibiydı.

Kendilerine;

"Benimle sizin aramızdaki fark, benim yaşlı, sizin genç olmanızdır" derdi.

Sevdiklerine derdi ki:

(Hanımınıza karşı yumuşak olun.

Onun hukûkunu iyi gözetin.

Ona karşı merhametli olun.

Onu sevin, üzmeyin, kırmayın.)

● ● ●

Bir gün dergâhında idi.

Yanında talebeler de vardı.

Bir ara kapı açıldı.

İçeri bir (hanım) girdi.

Ama başı kolu açıktı.

Amasya târihi hakkında bilgi almak için gelmiş.

Alî Hâfız hazretleri, bu bilgileri gâyet açık ve teferruatlı bir şekilde ona anlattı.

Hanımcağız dinledi.

Çok memnun oldu.

Teşekkür etti.

Ve ayrılıp gitti.

O giderken, bir talebe, kadının arkasından tükürdü.

Alî Hâfız bunu gördü.

Ama hiç beğenmedi.

Hattâ çok üzüldü.

Ve o gence dönüp;

"Neden böyle yaptın. O da Allahın bir kulu. Başı kolu açıksa da, (îmânlı) bir kadın. Bizim hiç günâhımız yok mu?” buyurdu.