"Mal ve çocuklar, dünya hayatının süsleridir..."

17/05/2020 Pazar Köşe yazarı V.T

"Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız sizi imtihan etmek için verildi."

 

Ebü'l-Kâsım İbn-i Cüzey hazretleri Mâliki fıkıh ve tefsir âlimidir. 693 (m. 1294)’de Endülüs’te (İspanya) İşbîliye'nin (Sevilla) Velbe (Huelva) kasabasındandır. Gırnata'da (Granada) tahsil gördü. Gırnata Ulucamii'nde imamlık yaptı. 741 (m. 1340)’de İspanyol ve Portekiz kuvvetlerine karşı Cebelitarık ya­kınlarındaki Tarif’te yapılan savaşta şehit düştü.

Bu mübarek zat, bir dersinde şunları anlattı:

Âl-i İmrân sûresi yüzseksenbeşinci âyetinde ve Hadîd sûresinin yirminci âyetinde meâlen, (Dünya hayatı, ancak insanları aldatıcı şeylerdir) buyuruldu. En'am sûresinin otuzikinci âyetinde meâlen, (Dünya hayatı oyun ve boş şeylerdir. Allahtan korkanlar için, âhiret hayatı elbette hayrlıdır. Böyle olduğunu niçin anlamıyorsunuz?) buyuruluyor. Enfâl sûresinin yirmisekizinci âyetinde ve Tegâbün sûresinin onbeşinci âyetinde meâlen, (Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız sizi imtihan etmek için verildi. Allahü teâlâ, iyiliklerinize karşılık, size çok büyük ecir verecektir) ve Tevbe sûresinin otuzsekizinci âyetinde meâlen, (Dünya hayatını âhiretten daha çok mu beğeniyorsunuz? Dünya hayatında ele geçenler, âhirettekilerden çok azdır) ve Kehf sûresinin kırkaltıncı âyetinde meâlen, (Mal ve çocuklar, dünya hayatının süsleridir. Sonsuz kalıcı olan iyi işlerin sevapları, Rabbinin yanında daha iyidir) buyurulmuştur... Daha böyle altmışaltı kadar âyet-i kerime, dünya malına, mevkiine gönül bağlamamayı tembih buyuruyor.

Bu yolda sayısız hadis-i şerifler de bildirilmiştir. Meselâ bir hadis-i kudsîde, (Ey âdemoğlu! Ömrünü dünyayı toplamakta harcadın. Cenneti hiç istemedin) buyurulmuştur.

Âl-i İmrân sûresi yüzotuzüçüncü âyetinde meâlen, (Rabbinizden mağfiret istemeye ve Cennete girmeye koşunuz. Bunun için çalışınız! Cennetin büyüklüğü gökler ve yer küresi kadardır. Cennet, Allahü teâlâdan korkanlar için hazırlandı. Bunlar, az bulunsa da, çok bulunsa da, mallarını Allah yolunda verirler. Öfkelerini belli etmezler. Herkesi affederler. Allahü teâlâ, ihsân edenleri sever) ve Hucurât sûresinin onuncu âyetinde meâlen, (Müminler, birbirleri ile kardeştir. Kardeşleriniz arasında sulh yapınız!) buyuruldu. Bunlar gibi daha otuza yakın âyet-i kerimede, müminlerin birbirlerine öfkelenmemesi, birbirlerine iyilik ve ihsân yapmaları, affetmeleri emrolunmaktadır.