Mushaf-ı şerif yazıp satmak hakkında...

19/05/2020 Salı Köşe yazarı V.T

Geçimi başka kitaplardan sağlanıyorsa, Mushaf-ı şerifi kârsız satmalıdır.

 

İbrâhîm bin Muhammed bin Aydemir hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. 750'de (m. 1349) Kahire'de doğdu. Türk asıllıdır. Askerlik mesleğine gö­re yetiştirildi, fakat ilme olan merakı se­bebiyle Hanefî fakihlerinden fıkıh ilmi tahsil etti. 809'da (m. 1407) Kahire'de vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Para ile Kur’ân-ı kerîm ve başka şeyler [Mevlid] okutmak harâmdır. Bu parayı fakîrlere sadaka verip, sevâbını ölüye bağışlamalıdır. Ücret ile yalnız Kur’ân-ı kerîm, din dersi öğretmek, imâmlık, müezzinlik câiz görülmüştür. Hâfız pazarlık etmeden, Allah rızâsı için hatim, cüz veyâ mevlid okursa, okutanın hediye ettiğini alması câiz olur. İtirâz ederse, aldığı harâm olur. Okutanın da az vermesi câiz değildir. Âlimlerimiz, hatim okutmak için, hâfıza, kırkbeş dirhem gümüş veyâ dörtbuçuk miskalden az hediye vermek câiz değildir buyuruyor. Ne kadar çok verirse, sevâbı o kadar çok olur. Hâkimlik gibi ibâdetleri, ücret şart etmeden kabul edip işe başlamalı, sonra işveren ne verirse almalıdır. Bu kadar para verirsen yaparım, vermezsen yapmam demek bâtıl olur, ücreti alması harâm olur.

Hâfız, okumak için, çok veren ile az vereni ayırt etmemelidir. Ayırt ederse, para kazanmak için hâfız olmuş demektir. Bu ise, harâmdır. Hâfızlar, Kur’ân-ı kerîm ve mevlid okumakla geçinmemeli. Bunları, para düşünmeden, Allah rızâsı için okumalıdır. İmâmlıkla, sanatla veyâ ticâretle geçinmelidirler. Kur’ân-ı kerîmi yazıp satanlar, bunu kitap ticâretine âlet edenler, Kur’ân-ı kerîm öğretilmesine, okunmasına sebep olmak niyeti ile olursa, câiz ve sevap olur. Aldığı satış parası helâl olur. Fakat böyle niyetin alâmeti, mal oluş fiyâtına yakın, az bir kârla satmasıdır. Geçimi başka kitaplardan sağlanıyorsa, Kur’ân-ı kerîmi kârsız satmalıdır. Muâz bin Cebel “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerine, falanca, Kur’ân-ı kerîm yazıp satıyor dediklerinde, “Bu, Kur’ân-ı kerîm satmak değildir. Kâğıt ve işçilik ücreti istemektir. Kur’ân-ı kerîmi satmak demek, onu para ile, ücret ile öğretmektir” buyurdu.

Kur’ân-ı kerîmi, okuyarak geçim vâsıtası yapmak için ezberleyen hâfızlar ve tecvîd ile okumayıp, tegannî ile okuyan hâfızlar, gerçekten hamele-i Kur’ân değildir. (Çok hâfızlar vardır ki, Kur’ân-ı kerîm, bunlara la’net eder) hadîs-i şerîfinde bildirilenlerden olurlar.