Namaz, imanın başı dinin direğidir...

21/10/2018 Pazar Köşe yazarı S.K

Namazlarımızı mutlaka kılmalıyız. Namazlarımızı kazaya bırakmaktan sakınmalıyız. Kıyamette hesap, önce imandan, sonra namazdan olacaktır.

 

Namaz, dinin direğidir. Namazını devamlı, doğru ve tam olarak kılan kimse, dinini, İslam binasını ayakta durdurmuş olur. Namazı kılmayan, dinini ve İslam binasını yıkmış olur...

Namaz, İslâm dininde imandan sonra ilk farz edilen emirdir. Allahü teâlâ, kullarının yalnız kendisine ibâdet etmeleri için namazı farz kıldı. Kur’ân-ı kerîmde yüzden fazla âyet-i kerîmede (Namaz kılınız!) buyurulmaktadır. Hadîs-i şerîfte, (Allahü teâlâ, her gün beş vakit namaz kılmayı farz etti. Kıymet vererek ve şartlarına uyarak, her gün beş vakit namaz kılanı Cennete koyacağını, Allahü teâlâ söz verdi) buyuruldu. Namaz, dinimizde yapılması emredilen bütün ibâdetlerin en kıymetlisidir.

Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadîs-i şerîflerinde buyurdu ki: (Ey ümmet ve Eshâbım! Edâsına tamamıyla riayet olunan namaz, Allahü teâlânın beğendiği bütün amellerin en üstünüdür. Peygamberlerin sünnetidir. Meleklerin sevdiğidir. Marifetin, yerin ve göklerin nurudur. Bedenin kuvvetidir. Rızıkların bereketidir. Duanın kabulüne vesiledir. Melek-ül-mevte [yani ölüm meleğine], şefaatçidir. Kabirde ışık, Münker ve Nekîr'e cevaptır. Kıyamet gününde üzerine gölgedir. Cehennem ateşiyle kendi arasında siperdir. Sırât köprüsünü yıldırım gibi geçiricidir. Cennetin anahtârıdır. Cennette başına taçtır. Allahü teâlâ, müminlere namazdan daha önemli bir şey vermemiştir. Eğer namazdan daha üstün bir ibâdet olsaydı, en önce müminlere onu verirdi. Zira meleklerin kimi devamlı kıyâmda, kimi rükü’da, kimi secdede, kimi de teşehhüddedir. Bunların hepsini bir rekat namazda toplayıp, müminlere hediye verdi. Zira namaz, imanın başı, dinin direği, İslâmın kavli [sözü] ve müminlerin miracıdır. Göğün nuru ve Cehennemden kurtarıcıdır.)

Zâdül-mukvîn kitâbında diyor ki: (Eski âlimler yazmış ki, beş şeyi yapmayan, beş şeyden mahrûm olur: 1- Malının zekâtını vermeyen, malının hayrını görmez. 2- Uşrunu vermeyenin, tarlasında, kazancında bereket kalmaz. 3- Sadaka vermeyenin, vücudunda sıhhat kalmaz. 4- Duâ etmeyen, arzusuna kavuşamaz. 5- Namaz vakti gelince, kılmak istemeyen, son nefesde kelime-i şehâdet getiremez.)

Tâbiînin büyüklerinden Ka'b-ül-Ahbâr (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: "Evlerinizi Allahü teâlâyı anmak sûretiyle nûrlandırınız. Evlerinizi onda namaz kılarak nasiplendiriniz. Allahü teâlâya yemin ederim ki, böyle yapanlar gök ehli arasında tanı­nırlar. Gök ehli; 'Falan oğlu falan, evini, Allahü teâlâyı anarak süslüyor' der."

O hâlde namazlarımızı mutlaka kılmalıyız. Namazlarımızı kazaya bırakmaktan sakınmalıyız. Kıyamette hesap, önce imandan, sonra namazdan olacaktır.