"Ey tüccarlar! Önce âhiret rızkını kazanın!"

27/04/2019 Cumartesi Köşe yazarı A.D

"Şeytan, pazarda, yalan, hîle, hıyânet ve yemîn ettirerek Müslümanları günâha sokmaya çalışır. Önce gidip, geç çıkanlara daha çok asılır."

 

Eskiden, ticaretle meşgul olan büyüklerimiz, sabah ve akşamları âhiret için çalışır, Kur'ân-ı kerîm okur, ders dinler, tövbe ve duâ eder, ilim öğrenir ve gençlere öğretirlerdi. Kelle kebabı, sabah çorbası gibi şeyleri çocuklar ve gayrimüslimler satardı. Çünkü, Müslümanlar, sabah akşam camilerde bulunurdu.

Dünya işleri, sıkıntılar âhiret için çalışmaya mâni olmamalıdır. Âhiret için ticâret yeri câmilerdir. Münâfıkûn sûresi, dokuzuncu âyet-i kerîmesinde meâlen, "Mallarınız ve çocuklarınız, Allahü teâlâyı, hâtırlamanıza mâni olmasın!" buyuruldu.

Halîfe Hazreti Ömer, "Ey tüccarlar! Önce âhiret rızkını kazanın! Sonra dünya rızkına çalışın!) buyurdu.

İnsanların amellerini yazan ikişer melek, her sabah ve akşam değişmektedir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

"Melekler insanların amel defterlerini götürdükleri zaman, başında ve sonunda iyi iş yazılı ise, gün ortasında yapılanları ona bağışlarlar."

"Gündüz ve gece melekleri, sabah ve akşam, gidip gelirken birbirleri ile karşılaşırlar. Hak teâlâ, giden meleklere, 'kullarımı nasıl bıraktınız?' buyurur. 'Yâ Rabbî! Namazda bulduk ve namaz kılarken bıraktık' derler. Allahü teâlâ da, şâhid olun, onları affettim buyurur."

Müslüman tüccârlar, sanat sahipleri, gündüzleri de, ezân sesini duyunca, işini hemen bırakıp, câmiye koşmalıdır.

Din Büyüklerimiz "Ticâretleri, satışları, Allahü teâlâyı unutmalarına sebep olmaz" âyet-i kerîmesine mana verirken diyor ki: 

"Demirciler vardı. Demir döğerken, ezân okununca, çekici kaldırmış iken, demire vurmaz, bırakıp namaza koşarlardı. Ve terziler vardı, iğneyi kumaşa sokunca, ezân okunsaydı, o hâlde bırakıp, cemâate koşarlardı."

Çarşıda, işte Allahü teâlâyı yâd, tesbîh etmeli, her ân O'nu hâtırlamalıdır. Dili ve kalbi boş kalmamalıdır...

Mu'âz bin Cebel hazretleri buyuruyor ki:

"Şeytan, pazarda, yalan, hîle, hıyânet ve yemîn ettirerek Müslümanları günâha sokmaya çalışır. Önce gidip, geç çıkanlara daha çok asılır."

Sabah namazı kılmadan ve kitap okuyup birkaç şey öğrenmeden işe gitmemeyi âdet edinmelidir. İhtiyâcı kadar dünyalık kazanınca, âhireti kazanmakla meşgul olmalıdır. Çünkü, âhiret hayâtı sonsuzdur ve ona ihtiyaç daha çoktur.

İmâm-ı a'zam hazretlerinin hocası Hammâd hazretleri, ticâret yapardı. Başörtüsü satardı. Her gün, iki habbe kazanınca eşyâyı toplar pazardan çıkardı.

Büyüklerden bazısı dükkâna, haftada iki gün giderdi. Bir kısmı da, cumadan başka her gün gider, öğle namazında geri dönerdi. Bir kısmı nihâyet ikindiye kadar alışveriş ederdi. Hepsi ihtiyacı kadar kazanınca câmiye gider, akşama kadar ibâdetle, ilim öğrenmekle meşgul olurlardı...