Nasıl ağlamayayım?!.

30/09/2019 Pazartesi Köşe yazarı A.U

Ömer bin Abdülazîz hazretleri vefât ettiğinde herkes çok üzüldü!

Gözyaşlarıyla ağladı her Müslüman!

Hattâ cenâzenin arkasında yürüyen bir “râhip” de üzüntüyle ağlıyordu!

Yanına yaklaştılar.

“Sen niçin ağlıyorsun?” dediler.

Râhip, onlara;

“Yeryüzünde bir tâne ‘güneş’ vardı, o da şimdi battı, ben nasıl ağlamayayım!” dedi.

● ● ●

Ömer bin Abdülazîz hazretleri bir gün bir âlime giderek;

“Bana nasîhat eder misin” diye istirham etti.

O da; “Peki” dedi.

Ve buyurdu ki:

“Yâ Ömer! Senden önceki hükümdârlar hep öldüler. Âdem Nebî'den beri bütün dedelerin de öldü, şimdi sıra sende. Çok yakında sen de öleceksin.”

Böyle dedi.

Ve ekledi:

“Orada cennet ve cehennemden başka gidecek yer yoktur. Öyleyse ona göre yaşa bu dünyâda!..”

● ● ●

Bir gün bazı gençler;

“Efendim, hakîkî bir Müslüman nasıl olur?” diye sordular bu zâta.

Büyük velî, onlara;

“Hakîkî Müslüman; her şeyden önce tam ve mükemmel bir insandır. Güler yüzlü, tatlı dilli, doğru sözlüdür. Kızmak nedir bilmez. Zîra Resûlullah Efendimiz; ‘Kendisine yumuşaklık verilen kimseye, dünyâ ve âhiret iyilikleri verilmiştir’ buyuruyor” diye cevap verdi.