Peygamberlere verilen bazı mucizeler

31/03/2020 Salı Köşe yazarı R.A

Muhammed aleyhisselâm zamanında, Arabistan yarımadasında şâirlik, edebiyât, fesâhat ve belâğat sanatı en yüksek dereceye ulaşmıştı...

 

Malum olduğu üzere, Allahü teâlâ, her Peygambere, zamanlarında mühim/önemli kabul edilen hususlarla ilgili bazı mucizeler ihsân etmiştir:

Mesela, Mûsâ aleyhisselâm zamanında sihirbâzlık yaygın idi. Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma, âsâ mucizesini ihsân etmiştir. Mûsâ aleyhisselâmın asâsı büyük bir yılan olup sihirbâzların sihir âletlerini yutmuştur. Böylece sihirbâzlar, bunun insan gücünün üstünde olduğunu anlayarak Mûsâ aleyhisselâma îmân etmişlerdir. Bu husûs, Kur'ân-ı kerîmde ifâde buyurulmuştur...

Îsâ aleyhisselâmın zamanında tıp ilmi ileri gitmişti. Tabipler başarılarıyla övünürlerdi. Allahü teâlâ, Îsâ aleyhisselâma ölüleri diriltme ve anadan kör doğanların gözlerinin açılması mucizesini ihsân etti. Bu husûs da, Kur'ân-ı kerîmde ifâde buyurulmuştur. Tabipler onun karşısında âciz kalmışlardır...

Muhammed aleyhisselâm zamanında ise, Arabistan yarımadasında şâirlik, edebiyât, fesâhat ve belâğat sanatı en yüksek dereceye ulaşmıştı. Yazdıkları ve okudukları şiirlerle birbirlerine karşı övünürlerdi. Allahü teâlâ, Peygamber Efendimize, en büyük mucize olarak Kur'ân-ı kerîmi gönderdi. [Kur'ân-ı kerîmin bir benzerini, hattâ 10 sûresinin benzerini meydâna getirmeleri için meydân okunmuştur, ama yapamamışlardır.] Kur'ân-ı kerîmin îcâzı, eşsizliği karşısında bütün şâirler âciz kalmışlardır. Onların bir kısmı, Allah kelâmı olduğunu inkâr edip kâfir olarak öldüler. Bir kısmı ise, Allah kelâmı olduğunu anlayarak Müslümân oldular. (İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendî)

Muhammed aleyhisselâmın mucizeleri, zaman bakımından üçe ayrılmıştır:

Birincisi, mübârek rûhunun yaratılmasından başlayarak, Peygamberliğinin bildirildiği “Bi'set” zamanına kadar olanlardır. Bunlara, “İrhâsât” (tekili “İrhâs”) yâni, başlangıçlar denir.

İkincisi, bi'setten (Peygamberliğinin bildirilmesinden) vefâtına kadar olan zaman içerisindekilerdir. Bu ikinci kısımdaki “mucize”lerinin, 3.000 (üç bin) kadar olduğu bildirilmiştir.

Üçüncüsü de, vefâtından kıyâmete kadar olmuş ve olacak şeylerdir.

Bunlardan her biri de, ayrıca gözle görülen veya görülmeyip akıl ile anlaşılan mucizeler olmak üzere ikiye ayrılır. Bütün bu mucizeler, o kadar çoktur ki, saymak mümkün olamamıştır.

Molla Abdurrahmân Câmî isimli büyük âlimin, aslı Farsça olan, Türkçe tercümesi de bulunan, “Şevâhidü’n-Nübüvve” ve büyük âlimlerden Yûsuf Nebhânî’nin, Arapça “Huccetullahi alel-âlemîn fî Mu’cizâti Seyyidil-Mürselîn” kitablarında, Resûlullahın birçok mucizesi yazılıdır.

Nişancızâde Muhammed bin Ramazan Efendi’nin Osmanlıca “Mir'ât-ı Kâinât” kitabında, onun mucizelerinin çoğunun kaynakları da bildirilmiştir.

"Allahü teâlânın, âdetinin ve kânunlarının dışında yarattığı mucizelerin meydâna gelmesi için, Peygamberlerin (aleyhimüsselâm) diri olmaları şart değildir. Öldükten sonra da, Allahü teâlâ onlara mucize ihsân eder." (Abdülganî Nablüsî)