01/06/2025 Pazar Köşe yazarı V.T
Farzları ve haramları öğrenmek farzdır...
"Fıkıh kitabı okuyan mukallidler, âyetten ve hadîsden hüküm çıkarmak
ihtiyâcından kurtulur."
Necmüddîn Zübeyrî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh
âlimlerindendir. 668 (m. 1269) senesinde Şam’da doğdu. Babasından ve daha
birçok âlimden ilim tahsil etti. Fıkıh, usûl, nahiv, edebiyat ve daha başka
ilimlerde de mütehassıs bir âlim olarak yetişti. Fetva verir ve ders okuturdu.
745 (m. 1344) senesinde vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
“İmâm-ı Muhammed Şeybâni’ye, mütehassıs olduğu
tasavvuf bilgisinde niye bir kitap yazmadığını sorduklarında; 'Zühd ve takvâ,
ancak, bütün işlerde İslâmiyete uymakla, bâtıl, fâsid ve mekrûh sözleşmelerden
sakınmakla elde edilebilir. Bunlar da, fıkıh kitaplarından öğrenilir. Alışveriş
ve başka sözleşmeleri yapacak kimsenin, bunların sahîh ve helâl olması
şartlarını öğrenmesi lâzımdır. Bunun için, bu işlerin ilmihâlini öğrenmek her
mükellefe farz-ı ayndır. Bu farzın yerine getirilmesi için, bey ve şirâ
kitabını yazdım' buyurdu."
“Ehl-i sünnet itikâdını, farzları ve
haramları öğrenmek farzdır. Bunları öğretmek, kendine lâzım olandan başka fıkıh
bilgilerini öğrenmek ve Kur’ân-ı kerîmin tefsîrini ve hadîs ilmini öğrenmek
farz-ı kifâyedir. Fıkıh bilgileri, Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden
öğrenilmesi farz olan bilgilerdir. Fıkıh kitabı okuyan mukallidler, âyetten ve
hadîsden hüküm çıkarmak ihtiyâcından kurtulur. Farz-ı kifâye olanları bilen,
yapan var iken, bunları öğrenmek müstehâb olur. Bunları yapmak nafile ibâdet
olur. Yalnız, cenâze namazı böyle değildir. Velî kılınca, başkalarının tekrar
kılması caiz olmaz. Namaz kılacak kadar Kur’ân-ı kerîm ezberleyen kimsenin, boş
zamanlarında daha çok ezberlemesi, nafile namaz kılmasından daha çok sevâb
olur. İbâdetlerinde ve günlük işlerinde lâzım olan fıkıh bilgilerini öğrenmesi
ise, bundan daha çok sevâb olur. Lüzumundan fazla fıkıh bilgilerini öğrenmek
de, nafile ibâdetlerden daha sevâbdır. Lüzumundan fazla fıkıh bilgisi
öğrenirken, tasavvuf bilgilerini ve hakîmlerin yanî Allahü teâlâya ârif
olanların sözlerini ve hâl tercümelerini öğrenmesi de müstehâb olur. Bunları
okumak, kalbde ihlâsı arttırır. Derin âlimler, fıkıh bilgilerini, âyet-i
kerîmelerden ve hadîs-i şerîflerden çıkarmışlardır. Bunlar, ancak fıkıh
kitaplarından ve fıkıh âlimlerinden öğrenilir.”