05/06/2025 Perşembe Köşe yazarı A.U
İmânla ölmek, en büyük nimet...
Hindistan velîlerinden Abdülvehhâb Müttekî hazretleri
Mendev’de doğdu. Mekke'de vefât edip, Ma’lâh kabristanına defnedildi.
Bu zâtın yanına bir gün bâzı insanlar gelip dert
yandılar:
“Hocam! Biz falan köyden geliyoruz. Bir derdimiz var
da, onu arz edecektik zât-ı âlinize.”
Büyük zât dinleyip;
“Buyurun” dedi.
Onlar da;
“Hocam! Biz buğdaylarımızı öğütemiyoruz. Zîra
değirmenimizin suyu âniden kesildi. On gündür çocuklarımız aç kaldılar. Çok zor
durumdayız” diye dert yandılar.
Mübârek zât dedi ki:
“Ne yapsak acabâ?”
“Bir duâ etseniz hocam. Cenâb-ı Hak geri çevirmez
sizin duânızı.”
Büyük velî;
“Estağfirullah” dedi.
Ve ellerini açıp;
“Yâ Rabbî! Bu kullarına sonsuz kereminden su gönder de
dönsün değirmenleri” diye yalvardı.
Duâsı bitmeden bir “şarıltı” koptu...
Günlerdir akmayan su, başladı akmaya. Ve döndürdü
değirmenin taşını.
● ● ●
Bir gün de sevdiklerine;
"Âhirette azâba düşen bir kulun, bu azâba nasıl
düştüğüne şaşırmam. Ama cehennemden kurtulup sonsuz cennet nîmetlerine
kavuşanın, buna nasıl kavuştuğuna şaşarım" dedi.
Sonra da;
"İyi biliniz ki,
Allahü teâlâ bir kuluna, îmânla ölmekten daha büyük bir nimet vermemiştir" buyurdu.