15/06/2025 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Zamana göre, dinde değişiklik yapmak!
Sual: Bazıları; “Zamana göre, dinde yenilikler yapılmalıdır. Dinde bulunmayan çok şey, İslamiyete karışmıştır. Bunları temizlemek, dinimizi ilk zamanındaki temiz hâline getirmek lazımdır” diyor. Dinde değişiklik yapılabilir mi?
Cevap: Müslümanlarda,
birkaç asırdan beri bir duraklama, hatta gerileme olduğu meydandadır. Bu
gerilemeyi görerek, İslamiyetin bozulduğunu söylemek, çok yanlıştır. Geri
kalmanın sebebi, Müslümanların dinin emirlerini yerine getirmekte gevşek
davranmalarıdır. İslam dinine, başka dinlerde olduğu gibi, hurafeler
karışmamıştır. Cahillerin yanlış inanışları ve konuşmaları olabilir. Fakat
bunlar, İslamın temel kitaplarında bildirilenleri değiştirmez. Bu kitaplar,
Resulullah Efendimizin sözlerini ve Eshab-ı kiramdan gelen haberleri bildirmektedirler.
Hepsi, en salahiyetli, yüksek âlimler tarafından yazılmışlardır. Bütün İslam
âlimlerince söz birliği ile beğenilmiştir. Asırlar boyunca, hiçbirinde hiçbir
değişiklik olmamıştır. Cahillerin sözlerinin, kitaplarının ve dergilerinin
hatalı olması, İslamiyetin temel kitaplarına kusur ve leke kondurmaya sebep
olamaz!
Bu temel kitapları her asrın modasına, gidişine göre
değiştirmeye kalkışmak, her zaman için yeni bir din yapmak demek olur. Böyle
değişiklikleri, Kur'ân-ı kerime ve hadis-i şeriflere dayanarak, bunlara
uydurarak yapmaya kalkışmak, Kur'ân-ı kerimi ve hadis-i şerifleri bilmemenin,
İslamiyeti anlamamanın bir alametidir. İslamın emirlerinin, yasaklarının zamana
göre değişeceğini sanmak, İslam dininin hakikatine inanmamak olur. Bir ayet-i kerimede
mealen;
(Müminler ma'ruf olan
şeyleri emreder) buyuruldu.
Kur'ân-ı kerime, İslamiyete saygısızca saldıran aşırı reformculardan Ziya
Gökalp ve benzerleri, bu ayet-i kerimedeki ma'ruf kelimesine, örf, âdet
diyerek, İslamiyeti âdete, modaya göre değiştirmeye, böylece mason üstatlarının
gözüne girip sandalya, koltuk kapmaya kalkıştılar. Dünyalık için dinlerini
sattılar. Ziya Gökalp, bu hizmetine karşılık, İttihatçıların genel merkez
üyeliğine getirildi. Bunun dediği gibi, İslamiyet âdetlere yer verseydi, daha
kuruluşunda cahil Arapların kötü âdetlerini yasak etmez, o zamanın en kıymetli
âdeti olan ve Kâbe'nin içine kadar girmiş bulunan putperestliği hoşgörürdü!