20/07/2025 Pazar Köşe yazarı V.T
İctihâd yapabilmek için derin âlim olmalıdır...
Dinde yenilikler ikiye ayrılır: İtikâdda ve ibâdet olan işlerde
bidatlerdir.
Muhammed Berrüvî hazretleri Şâfîî mezhebi fıkıh
âlimidir. 517 (m. 1123) senesinde İran’da Tûs şehrinde doğdu. İmâm-ı Gazâlî’nin
talebelerinden Muhammed bin Yahyâ’dan Şafiî fıkhını öğrendi. Sonra Bağdad’a
geldi. Behâiyye Medresesi’nde ders okutması için tayini yapıldı. Nizâmiyye
Medresesi’nde de vaaz ve nasihat ederdi. 567 (m. 1171) senesinde Bağdad’da
vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Dinde yenilikler ikiye ayrılır:
İtikâdda ve ibâdet olan işlerde bidatlerdir. İtikâdda olan yenilikler, ya
ictihâd ile yapılır, yani âyet-i kerîmelerden ve hadîs-i şerîflerden
çıkanlır, yahut, akıl ile, düşünce ile beğenilerek yapılır, ictihâd yapabilmek
için derin âlim, yani müctehid olmak lâzımdır. Müctehid, itikâd
bilgilerinde ictihâd yaparken yanılırsa, affolmaz. Suçlu olur. Yanlış anladığı
inanılacak şey, dinde açıkça bildirilmiş ve câhillerin bile işitip bildiği,
yayılmış bilgilerden ise, bu müctehid ve buna inananlar îmândan çıkar. İmânsız
olduğu anlaşılan bir kimse, bu küfründen tövbe etmedikçe, mümin ve Müslüman
olduğunu söylese ve bütün ömrünü ibâdetle geçirse de, küfürden kurtulamaz. Açık
bildirilmiş fakat herkesin işitmemiş olduğu bilgilerden veya açık bildirilmemiş
bilgilerden ise, kâfir olmazlar. Bid’at sahibi, dalâlet ehli yani sapık
olurlar. Bu yanlış inanışları adam öldürmek ve zinâ gibi büyük günahlardan da
daha büyük günahdır. Yetmişiki türlü bidat fırkası bulunacağı ve sapık inanışları
sebebi ile hepsinin Cehenneme gidecekleri, hadîs-i şerîflerde bildirilmiştir.
Müctehid olmayan din adamlarının, kendilerini müctehid sanarak, âyet-i
kerîmelere ve hadîs-i şerîflere manâlar vermeye kalkışmalarıyla veya kendi
görüşleri ile söyledikleri itikâd bilgisi, açık bildirilmemiş veya herkesin
işitmediği bilgilerden olsa bile, yanlış olursa, böyle yanlış inananlar kâfir
olur. Meselâ, Resûlullahın mirâca çıktığına ve kabir suâline, ictihâd yolu ile
inanmayan bir müctehid, bidat sahibi, yani sapık olur. Kendi aklı, görüşü
ile inanmayan, müctehid olmayan bir din adamı ise, din bilgilerine kıymet
vermemiş olacağından îmândan çıkmış olur. İtikâddaki ictihâdlarında yanılmamış
olan İslâm âlimlerine ve bunlar gibi doğru inanan Müslümanlara Ehl-i sünnet
veya sünnî denir. Yetmişiki bid’at ehlinin ibâdetleri sahîh olsa da, kabûl
olmaz, ibâdetlerinde, ictihâd ile yapacakları bidatleri de ayrıca suç olur.