►Belirli Bazı Sure ve Ayetleri Okumaya Teşvik Hakkında / Hadis

Belirli Bazı Sure ve Ayetleri Okumaya Teşvik

Riyâzus Sâlihîn / İmâm Nevevî 

BÖLÜM: -72-

Belirli Bazı Sure ve Ayetleri Okumaya Teşvik hakkında sahih hadis-i şerifler...

 

 

1011. Ebû Saîd Râfi‘ İbni Muallâ radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
– ”Mescidden çıkmazdan önce sana Kur’an’daki en büyük sûreyi öğreteyim mi?” buyurdu ve
elimi tuttu. Çıkmak istediğimizde ben:
–Yâ Resûlallah! Bana Kur’an’daki en büyük sûreyi sana öğreteyim mi demiştiniz? dedim. Bunun
üzerine:
– ”Elhamdülillâhi Rabbi’l–âlemîn’dir. O seb’ul–mesânîdir; bana verilen Kur’ân–ı Azîmdir”

buyurdular.

 

Buhârî, Tefsîr 1; Fezâilü’l–Kur’ân 9. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitr 15; Nesâî, İftitâh 26; İbni Mâce, Edeb 52

 

 

 

1012. Ebû Saîd el–Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem “Kul hüvallahü ahad” sûresi hakkında şöyle buyurdu:
“Canımı gücü ve kuvvetiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, bu sûre Kur’an’ın üçte birine

denktir. ”

 

Buhârî, Fezâilü’l–Kur’ân 13. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitr 18; Tirmizî, Fezâilü’l–Kur’ân 11

 

Bir başka rivayete göre: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashabına şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz bir gecede Kur’an’ın üçte birini okumaktan âciz mi kalıyor?” Bu onlara
gerçekten zor geldi ve:
–Buna hangimizin gücü yeter ki, yâ Resûlallah! dediler. Bunun üzerine Efendimiz:

“Kul hüvellahü ahad Allahü’s–samed, Kur’an’ın üçte biridir” buyurdular.

 

Buhârî, Fezâilü’l–Kur’ân 13. Ayrıca bk. Müslim, Müsâfirîn 259; Tirmizî, Fezâilü’l–Kur’ân 11

 

 

 

 

1013. Ebû Saîd el–Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, bir adam başka bir
adamın “Kul hüvellahü ahad”’ı tekrar tekrar okuduğunu duydu. Sabah olunca Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’e gelip bu durumu anlattı. Adamın kendisi bunu azımsıyordu. Bunun üzerine
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Canımı gücü ve kudretiyle elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki, o sûre Kur’an’ın üçte

birine denktir” buyurdu.

 

Buhârî, Fezâilü’l–Kur’ân 13

 

 

 

1014. Ebû Hüreyre radıyallahu anh ‘den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem “Kul hüvellahü ahad” sûresi hakkında:

“Şüphesiz ki o sûre Kur’an’ın üçte birine denktir” buyurdu.

 

Müslim, Müsâfirîn 261

 

 

 

1015. Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, bir adam:
–Ben şu “kul hüvellahü ahad” sûresini seviyorum, dedi. Peygamberimiz:

“Şüphesiz ki onun sevgisi seni cennete sokar” buyurdular.

 

Buhârî, Ezân 106. Ayrıca bk. Tirmizî, Fezâilu’l–Kur’ân 11

 

 

 

1016. Ukbe İbni Âmir radıyallahu anh‘den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bu gece indirilen âyetleri görmedin mi? Onların benzerleri asla görülmemiştir: Kul eûzü

birabbi’l–felak ve kul eûzü birabbi’n–nâs. ”

 

Müslim, Müsâfirîn 264. Ayrıca bk. Tirmizî, Fezâilü’l–Kur’ân 12

 

 

 

1017. Ebû Saîd el–Hudrî radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem cinlerden ve göz değmesinden Allah’a sığınırdı. Nihayet
Muavvizeteyn (Kul eûzü birabbi’l–felak ve kul eûzü birabbi’n–nâs) nâzil oldu. Ondan sonra

Muavvizeteyn ile Allah’a sığınmaya başladı ve diğer duaları bıraktı.

 

Tirmizî, Tıb 16. Ayrıca bk. İbni Mâce, Tıb 33

 

 

 

1018. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:
“Kur’an’da otuz ayetten ibaret bir sûre bir adama şefaat etti; neticede o kişi bağışlandı. O sûre:

Tebârekellezî biyedihi’l–mülk’dür. ”

 

Ebû Dâvud, Salât 327; Tirmizî, Fezâilü’l–Kur’ân 9. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 52

 

 

 

1019. Ebû Mes’ûd el–Bedrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bakara sûresinin sonundan iki âyeti geceleyin okuyan kimseye bunlar yeter. ”

 

Buhârî, Fezâilü’l–Kur’ân 10, 27, 34; Müslim, Müsâfirîn 255. Ayrıca bk. Ebû Dâvud, Ramazan 9; Tirmizî, Fezâilü’l–Kur’ân 4; İbni Mâce,

İkâmet 183

 

 

 

1020. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:
“Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz. Şüphesiz şeytan, içinde Bakara sûresi okunan evden kaçar. ”

Müslim, Müsâfirîn 212. Ayrıca bk. Tirmizî, Fezâilü’l–Kur’ân 2

 

 

 

1021. Übey İbni Kâ’b radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem:
“Ey Ebü’l–Münzir! Allah’ın kitabından ezberinde bulunan âyetlerden hangisinin daha büyük
olduğunu biliyor musun?” diye sordu. Ben:
–Allâhü lâ ilâhe illâ hüve’l–hayyu’l–kayyûm, dedim. Bu cevabım üzerine elini göğsüme vurdu ve:

– “İlim sana mübarek olsun, ey Ebü’l–Münzir” buyurdu.

 

Müslim, Müsâfirîn 258

 

 

 

1022. Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem beni ramazan zekâtı olan sadaka–i fıtrı korumakla
görevlendirmişti. Bir adam gelip yiyecek şeylerden avuçlamaya başladı. Adamı tuttum ve:
– Vallahi seni Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna götüreceğim, dedim. Adam:
– Şüphesiz ben muhtacım, çoluğum çocuğum ve pek çok ihtiyacım var, dedi. Bunun üzerine ben
adamı salıverdim. Sabaha çıkınca, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Yâ Ebâ Hüreyre! Dün gece tutsağını ne yaptı?” buyurdu. Ben de:
– Yâ Resûlallah! İhtiyaç içinde bulunduğunu ve çoluk çocuğu olduğunu söyledi, ben de acıdım ve
salıverdim, dedim. Resûl–i Ekrem:
– “O sana yalan söyledi, tekrar gelecek” buyurdu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bu sözü
üzerine tekrar geleceğini anladım ve onu gözetlemeye koyuldum. Adam geldi ve yine yiyecek
şeylerden avuçlamaya başladı. Bunun üzerine:
– Seni Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna çıkaracağım, dedim. Adam:
– Beni bırak, çünkü ben gerçekten muhtacım. Çoluk çocuğum da var. Bir daha gelmem, dedi. Ben de
acıdım ve salıverdim. Sabah olunca yine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
– “Yâ Ebâ Hüreyre! Dün gece tutsağın ne yaptı?” diye sordu. Ben de:
– Yâ Resûlallah! Bana yine ihtiyaç içinde bulunduğunu ve çoluk çocuğu olduğunu söyledi, ben de
acıdım ve salıverdim, dedim. Peygamberimiz:
– “O kesinlikle sana yalan söyledi, ama tekrar gelecek” buyurdu. Ben de üçüncü defa gelmesini
bekledim. Gerçekten geldi ve yine yiyecek şeylerden avuçlamaya başladı. Onu tekrar yakaladım ve:
– Seni mutlaka Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna çıkaracağım; artık bu üçüncü ve son
gelişindir. Bir daha gelmeyeceğine söz veriyorsun sonra tekrar geliyorsun, dedim. Bu defa bana:
– Beni bırak! Allah’ın seni faydalandıracağı bazı kelimeleri ben sana öğreteyim, dedi. Ben:
– O kelimeler nelerdir? dedim. O:
– Yatağına girdiğinde Âyetü’l–kürsî’yi oku. O takdirde, senin yanında Allah tarafından sürekli bir
koruyucu bulunur ve sabaha kadar şeytan sana yaklaşamaz, dedi. Bunun üzerine ben onu salıverdim.
Sabah olunca Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
– “Tutsağın dün gece ne yaptı?” diye sordu. Ben de:
–Yâ Resûlallah! Allah’ın beni faydalandıracağı birtakım kelimeleri bana öğreteceğini söyledi, ben de
onu salıverdim, dedim. Peygamber Efendimiz:
– “O kelimeler neler?” diye sordu, ben de o kimsenin bana:
–Yatağına girdiğin zaman Âyetü’l–kürsî’yi, “Allahü lâ ilâhe illâ hüve’l–hayyü’l–kayyûm” âyetini
başından sonuna kadar oku; senin yanında Allah tarafından sürekli bir koruyucu bulunur ve sabaha
kadar şeytan sana asla yaklaşamaz, dediğini söyledim. Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve
sellem:
– “Bak hele! Kendisi yalancı olduğu halde bu sefer sana doğruyu söylemiş. Üç gecedir kiminle
konuştuğunu biliyor musun, ey Ebû Hüreyre?” dedi. Ben:
– Hayır, bilmiyorum, dedim. Resûl–i Ekrem:

– “O şeytandır” buyurdular.

 

Buhârî, Vekâlet 10, Fezâilü’l–Kur’ân 10, Bed’ü’l–halk 11

 

 

 

 

1023. Ebü’d–Derdâ radıyallahu anh ‘den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kehf sûresi’nin başından on âyet ezberleyen kimse deccâlden korunmuş olur. ”

Bir rivayette: “Kehf sûresi’nin sonundan” buyurulmuştur.

 

Müslim, Müsâfirîn, 257. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Melâhim 14; Tirmizî, Fezâilu’l–Kur’ân 6

 

 

 

1024. İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, bir keresinde Cebrâil
aleyhisselâm Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında oturmakta iken, Resûl–i Ekrem yukarı
taraftan kapı gıcırtısına benzer bir ses işitti ve başını kaldırdı. Cebrâil:
– Bu, şimdiye kadar hiçbir şekilde açılmayıp sadece bugün açılan bir gök kapısıdır, dedi. Peşinden o
kapıdan bir melek indi. Bunun üzerine Cebrâil:
– Bu, yeryüzüne inen bir melektir. Bugüne kadar hiç inmemişti, dedi. Melek selâm verdi ve
Peygamberimiz’e şöyle dedi:
– Müjde! Sana, senden önce hiçbir peygambere verilmeyen iki nur verildi. Biri Fâtiha sûresi, diğeri

Bakara sûresi’nin son âyetleri. Bunlardan okuyacağın her harfe karşılık sana sevap ve ecir verilir.

 

Müslim, Müsâfirîn 254. Ayrıca bk. Nesâî, İftitâh 25