►Yolculukta Tekbir ve Tesbih Hakkında / Hadis

Yolculukta Tekbir ve Tesbih

Riyâzus Sâlihîn / İmâm Nevevî 

BÖLÜM: -60-

Yolculukta Tekbir ve Tesbih hakkında sahih hadis-i şerifler...

 

 

977. Câbir radıyallahu anh şöyle dedi:

Biz (sahâbîler yolculukta) yokuş çıktığımızda Allahüekber; iniş indiğimizde de sübhânellah derdik.

 

Buhârî, Cihâd 132, 133. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 72

 

 

 

978. İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ile askerleri tepelere çıktıklarında Allahüekber derler, düzlüklere

indiklerinde de sübhânellah diye tesbih ederlerdi.

 

Ebû Dâvûd, Cihâd 72

 

 

 

979. Yine İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem hac veya umreden dönerken her yokuş veya yüksek yere çıktığında
üç kere “Allahüekber” der sonra:
– ‘Allah’tan başka ilâh yoktur, O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na hastır. O, her
şeye gücü yetendir. Biz yolculuktan dönen, tövbe eden, kulluk yapan ve Rabbimiz‘e hamd eden
kişileriz. Allah verdiği sözü yerine getirdi, kuluna yardım etti ve o toplulukları hezimete uğratıp

perişan etti’ buyururdu. ”

 

Buhârî, Cihâd 158; Müslim, Hac 428.

 

 

 

980. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, bir adam Hz. Peygamber’e:
– Ey Allah’ın elçisi! Sefere çıkmak istiyorum, bana öğüt ver, dedi. Hz. Peygamber ona:
– “Allah’a karşı saygılı ol ve her tepeye çıktığında Allahü ekber de! buyurdu.
Adam gittikten sonra arkasından:

– “Allahım, ona uzakları yakın et ve bu seferi ona kolay kıl” diye dua etti.

 

Tirmizî, Daavât 45; İbni Mâce, Cihâd 8

 

 

 

981. Ebû Musâ el–Eş’arî radıyallahu anh şöyle dedi:
Biz bir yolculukta Hz. Peygamber ile birlikte idik. Tepelere çıktıkça Allahüekber, lâ ilâhe illallah
diye yüksek sesle tekbir ve tehlil getirdik. Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Ey müslümanlar! Kendinizi zorlamayınız. Zira siz sağıra veya burada olmayan birine

seslenmiyorsunuz. Allah daima sizinle beraberdir, işitir ve size sizden daha yakındır” buyurdu.

 

Buhârî, Cihâd 131, Meğazî 38, Daavât 51, Tevhîd 9; Müslim, Zikr 44. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitr 26.