Harâma sebep olan şeyler de harâmdır

02/06/2021 Çarşamba Köşe yazarı V.T

"Kur’ân-ı kerîmi, zikri, duâyı, ezânı, tegannî ile okumak, söz birliği ile harâmdır.”

 

Âlim bin Alâ hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. Kaynaklarda Âlim bin Alâ ile ilgili pek fazla malûmat mevcut değildir. 688 [m. 1289] de vefât etti. Tatâr Hânı için hâzırladığı (Tatârhâniyye) adındaki fetvâ kitâbı çok kıymetlidir. Tâtârhâniyye’de yüzaltıncı sahifede diyor ki:

“Âlimlerin bir kısmı, misâfir arkasında kılan mukîm, üçüncü ve dördüncü rekatlarda kırâat etmez, yani bir şey okumaz dedi. Şems-ül-eimme Abdülazîz Halvânî ve başka âlimler kırâat eder dedi. O hâlde, ihtiyât ederek, okuması daha iyi olur.”

Yine Tâtârhâniyye’de diyor ki: “Yırtık, eski olup kullanılmayan Mushaf yakılmaz. Temiz beze sarılıp, toprağa gömülür. Yahut toz gelmeyen temiz, bir yere konur.”

“Teşehhüde otururken. Lâilâhe illallah derken, sağ el şehâdet parmağı ile işâret eder mi? İmâm-ı Muhammed, bunu usûl haberlerinde bildirmedi. Sonra gelenler, başka başka söyledi. Bir kısım âlimler, işâret edilmez dedi. Kübrâ’da böyle yazıyor. Fetvâ da böyledir. Bir kısmı ise, işâret edilir dedi.”

“Başkalarını hicveden ve fuhuş, içki anlatan ve şehveti harekete getiren şiirleri tegannî ile, yanî ses dalgaları ile okumak, her dinde harâmdır. Harâma sebep olan şeyler de harâm olur demektedir. Böyle, kati harâm olana güzel okudun diyen kâfir olur. Zinâ, ribâ, riyâ ve şarâp içmek gibi harâmlar için de böyledir. Vaaz, hikmet, nasîhat, güzel ahlâk bildiren şiir ve ilâhîleri tegannî ile okumak câizdir. Devâmlı, böyle vakit geçirmek mekrûh olur. Tarîkatçıların, câmilerde, tekkelerde ilâhî, zikir, tesbîh okuyarak, nefslerin şehvetlerini tahrîk etmeleri, daha büyük harâmdır. Kur’ân-ı kerîmi, zikri, duâyı, ezânı, tegannî ile okumak, söz birliği ile harâmdır.”

Tâtârhâniyye kitabı, doksanbeşinci sahifede diyor ki: “Gümüş para gibi kullanılan fülus, yani bakır paraların kıymeti ikiyüz dirhem gümüş veya yirmi miskal altın olduğu zaman, bu paranın zekâtını vermek lâzımdır. Ticâret niyeti ile kullanması şart değildir ve kıymeti, yanî değeri kadar altın verilir.” Tâtârhâniyye kitabında zekâtı anlatırken diyor ki: “Nafile sadaka veren kimsenin, sevâbının bütün müminlere verilmesi için niyet etmesi çok iyi olur. Kendi sevâbından hiç azalmadan bütün müminlere de sevâbı erişir Ehl-i sünnet ve cemâat mezhebinin itikâdı böyledir.”