Dua etmek, ibadettir

04/12/2022 Pazar Köşe yazarı O.Ü

Sual: Dua etmek ibadet midir, böyle ise nasıl ve ne şekilde dua etmek gerekmektedir?

Cevap: Bu konuda Şir'a-tül-islâm şerhinde buyuruluyor ki:

“Hadis-i şerifte; (Dua etmek, ibadettir) buyuruldu. Kabul olmazsa da, sevap hasıl olur. Duanın kabul olması için şartlar vardır:

Helal yemelidir. Haram lokma yiyenin duası kırk gün kabul olmaz. Dua ihtiyacı gideren, saadete kavuşturan kapının anahtarıdır. Bu anahtarın dişleri, helal lokmadır. Giydiği de helal, temiz olmalıdır.

Dua ederken, kalb uyanık olmalı, kabul edileceğine inanmalıdır. Söylediğinden haberi olmayan gafilin duası kabul olmaz. Duadan evvel tövbe ve istiğfar etmelidir. Duanın kabulü için acele etmemelidir. Duaya devam etmeli, usanmamalıdır. Allahü teâlâ, dua etmeyi ve dua edeni sever. Kabul ettiği hâlde, istenileni vermeyi geciktirerek, duanın ve sevabının çok olmasını ister. Duayı, hiç olmazsa, yedi kerre tekrar etmelidir.

Rahat ve huzur zamanlarında çok dua edenin, dert ve bela zamanlarındaki duaları çabuk kabul olur.

Duadan evvel, Allahü teâlâya hamd ve Resûlullaha salât ve selâm söylemelidir. Resûlullah efendimiz, duaya başlarken, (Sübhâne Rabbiyel aliyyil a'lel-Vehhâb) derdi.

Evvela, günahlarına tövbe etmeli, sonra bütün müminlerin sıhhat ve selametleri için dua etmeli ve her dileğini söyleyip, vermesini can ve gönülden istemelidir. Akla ve İslamiyete uymayan şey istememeli, meselâ, Cennetin sağ tarafında beyaz bir köşk ver dememelidir. Kalbine gelen hayırlı şeyi istemeli, söylediğinin manasını öğrenmelidir.

Dua, bir temenni olmamalı, istediği şeye kavuşturacak sebeplere yapışmalıdır. Önce ibadetlere sarılmalı, sonra Allahın rızasına kavuşmak için dua etmelidir. İbadetler, rızanın sebepleridir. Sebeplere yapışmadan yapılan dua kabul olmaz. Buna dua denmez. Faydasız temenni denir. Ümit edilmeyen şeyi istemeye temenni, ümit edilen şeyi istemeye recâ denir. İstenilen şeyin sebeplerine kavuşturmasını dilemelidir. Hadis-i şerifte;

(Çalışmadan dua eden, silahsız harbe giden gibidir) buyuruldu.

Abdest alıp, diz üstüne, kıbleye karşı oturup, elleri göğüs hizasında ileri uzatıp, avuçları semaya karşı açıp, Peygamberlere ve evliyâya tevessül ederek, Onların hatırları ve hürmetleri için istemeli, sonunda âmin demelidir.”