"Onun şeytan olduğunu nasıl bildin?”

05/11/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.U

Bir gün Gavs-ül âzam Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri pek fazla susamıştı.

Ama içecek su yoktu.

Zîrâ çölün ortasındaydı.

Hak teâlâ, ona bir bulut gönderdi.

O buluttan bir yağmur boşandı.

Kana kana içip ferahladı.

O esnâda gökte bir ışık belirdi.

Bir buluttan bir ses duydu.

Kendisine hitâb ediyordu.

“Ey Abdülkâdir! Ben senin hâlıkınım. Bütün haram şeyleri, sana helâl kıldım” diyordu.

O, bunu işitince hiddetlendi.

Ve sertçe söyledi ki ki:

“Kezzebte yâ kezzâb!”

Yâni buyurdu ki:

“Yalan söylüyorsun ey yalancı!”

Zîrâ böyle hitâb eden, şeytan idi.

Şeytan bu cevâbı duydu.

Ve bu büyük velîye;

“Ey Abdülkâdir! Sana benim vesvesem hiç tesir etmedi. Hâlbuki ben bu yolla, nice tasavvuf ehlini aldatıp doğru yoldan çıkarmıştım” dedi.

Oğlu, merak etti bunu.

Ve hemen suâl etti ki:

Onun şeytan olduğunu nasıl bildin babacığım?”

Buyurdu ki:

“Gâyet kolay.”

“Nasıl kolay babacığım?”

Oğluna şefkatle bakıp;

“Evlâdım, o mel'un bana; (Ey Abdülkâdir! Her günâhı sana helâl kıldım) dedi. Hâlbuki bu dînin sâhibi olan Resûlullah Efendimiz bile her haramdan kaçınmıştı. Allahü teâlâ, haramı ona bile helâl kılmazken bana helâl kılar mı? İşte bundan anladım” buyurdu.