"O, Kur’ân-ı kerîmin yaşayan şeklidir!"

09/03/2023 Perşembe Köşe yazarı A.U

Kayyûm-i zaman Muhammed Sıbgatullahın halîfelerinden Sûfi Abdüllatif-i Kâbilî anlatır:

Üstâdım Kayyûm-i zaman Muhammed Sıbgatullah hazretlerini çok görmek istiyordum.

Bir gün bu arzum şiddetlendi.

Yerimde duramıyordum.

Ancak ben Kâbil'de idim.

O ise Serhend şehrindeydi.

Birden hâtırıma geldi ki:

Yüksek babası Muhammed Mâsum hazretleri, bir talebesinin dâveti üzerine bir anda Serhend'den Kâbil'e gelmişti.

Bunu hâtırladım.

Hocam da büyük velîydi.

O da gelebilirdi.

Bu zavallı âşığı şereflendirirdi.

Bu lütuf, onun kereminden beklenir, diye düşündüm.

Bu düşünce içinde çarşıya doğru gidiyordum ki, birden hocamı gördüm.

Gülerek geliyordu.

Ellerine kapandım.

Ve hürmetle öptüm.

O da benim alnımdan öptü.

Ayaküstü bir müddet sohbet ettik.

Sonra gözden kayboluverdi.

● ● ●

Bir gün bâzı gençlere;

“Kendinize, Peygamber Efendimizi örnek alın. Çünkü Onun her sözü, her hâli İslâmiyettir” buyurdu.

Gençler dinliyordu.

O ise devam edip;

“Onun herhangi bir sözüne, hattâ oturuşuna, kalkışına, bakışına îtiraz etmek, küfürdür. Çünkü O, açık duran bir Kur’ân-ı kerîmdir. Kur’ân-ı kerîmin yaşayan şeklidir. Cenâb-ı Hakkın râzı olmadığı bir söz, bir fiil, bir hareket ve bir bakış, Onda olmaz” buyurdu.