"Şâh-ı Nakşibend" Behâeddîn-i Buhârî

11/03/2023 Cumartesi Köşe yazarı A.D

Seyyid Behâeddîn Muhammed bin Muhammed Buhârî "rahme­tullahi teâlâ aleyh" evliyânın büyüklerindendir. Silsile-i aliyyenin on beşincisidir. Allahü teâlânın sevgisini kalblere nakşettiği için "Şâh-ı Nakşibend" diye meşhurdur. Buhârâ'da Kasr-ı ârifân şehrinde 718 [m. 1318] senesinde doğdu ve 791 [m. 1389] senesinde orada vefât etdi. Çok evliyâ yetiştirdi. Hâl tercümesi ve kerâmetleri, Fârisî "Enîs-üt-tâlibîn"de uzun yazılıdır. (Bu kitâp Hakîkat Kitâbevi tarafından bastırılmıştır.)

Zamanının büyük velilerinden Muhammed Bâbâ Semmasî, henüz o doğmadan Kasr-ı Arifan'a gelmişti. Bu gelişinde, burada bir büyük zatın kokusu geliyor. Bu beldede büyük bir veli yetişecek diyerek işaret etmiş, emsalsiz bir zatın buradan zuhur edip ortaya çıkacağını talebelerine müjdelemişti.

Babası Seyyid Muhammed Buhârî anlatır:

"Oğlum Behaeddin'in doğmasından üç gün sonra, Hace Muhammed Bâbâ Semmasî, yine Kasr-ı Arifan'a gelmişti. Ben kendisini çok sever ve muhabbet beslerdim. Yeni doğan oğlum Behâeddîn'i alıp huzuruna götürdüm. Hace, oğlumu elimden alıp, bağrına bastı ve;

-Bu yavru, benim oğlumdur. Ben bunu, manevi evlatlığa kabul ettim, buyurdu. Sonra Seyyid Emir Gilâl'e şöyle dedi:

-Size, bu yerde bir büyük zatın kokusu geliyor derdim. İşte o mübarek koku, bu melek yavrunun kokusudur. Bu yavru, büyük bir zat olsa gerektir, buyurdu."

Annesi anlatır:

"Oğlum Behâeddîn dört yaşında iken, evimizdeki ineği göstererek, bu inek beyaz başlı bir buzağı doğuracak dedi. Birkaç ay sonra inek, dediği gibi bir buzağı doğurdu."

Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin ilk hocası, Hace Muhammed Bâbâ Semmasî'dir. Sonra Seyyid Emîr Gilâl hocası oldu. Daha birçok hocalardan ders aldı.

"Ali Râmitenî hazretlerinden gelip, emanet olarak saklanan taç bana verildi. O anda kalbim Allahü teâlânın muhabbeti ile dolup, taştı. Sonra hocam Seyyid Emîr Gilâl, Kasr-ı Arifân'a geldi. Bana çok iltifatta bulunup;

-Hace Muhammed Bâbâ Semmasî’nin emri üzerine seni yetiştirmeye çalışacağım" dedi.

Seyyid Emîr Gilâl hazretleri Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin yetişmesi için titizlikle meşgul olup, onu tasavvufta yüksek derecelere ulaştırdıktan sonra buyurdu ki: "Hace Muhammed Bâbâ Semmasî'nin sizin terbiyeniz ile ilgili vasiyetini yerine getirdim. Sizi istenilen şekilde yetiştirdim. Artık icazetlisin.”

Behâeddîn-i Buhârî hazretleri, Emîr Gilâl hazretlerinin vefatından sonra, insanlara doğru yolu gösterip, rehberlik vazifesini yapmaya başladı.

     ***

Şâh-ı Nakşibend hazretleri buyurdu ki: "Allahü tealanın rızasına kavuşmak için genç yaşta tövbe eden, namaz kılan bir gencin ayağında bir kıl olmayı isterdim."