Kur’ân-ı kerîme hürmetin önemi

12/12/2018 Çarşamba Köşe yazarı V.T

Kur’ân-ı kerîm okuyanlara da hürmet etmek, Kur’ân-ı kerîme olan tazimdendir.
 
Radıyyüddîn Kazvînî hazretleri Şafiî mezhebi âlimlerinin büyüklerindendir. Hadîs, fıkıh, kırâat ve diğer ilimlerde derin bir ilme sahipti. 512 (m. 1118)’de, İran’da Kazvin’de doğdu. 590 (m. 1194)’de vefât etti. Bir dersinde Kur’ân-ı kerîm âdâbı hakkında şunları anlattı:
Kur’ân-ı kerîme çok hürmet etmelidir. Onu yazarken, en güzel şekilde yazmalıdır. Okunacak şekilde, aralıklı, büyük ve geniş parçalara yazmalıdır. Böyle yapmak, Kur’ân-ı kerîme hürmetin ifadesidir. Sultânın mektubu en büyük ve temiz kâğıtlara, en güzel bir şekilde, en kaliteli kalem ve mürekkeple yazılmaktadır. Kaldı ki, Allahü teâlânın kelâmı, bunlara, sultanın mektubundan çok daha fazla lâyıktır.
Kur’ân-ı kerîm okurken, bir sûreyi bitirmeden diğer sûreye geçmemeli ve her harfin hakkını vererek okumalıdır. Kur’ân-ı kerîmi, âyet âyet okumak evlâdır. Âyet-i kerîmeler bitince durmalıdır. Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) , Kur’ân-ı kerîmi âyet âyet okurdu. Kur’ân-ı kerîmi çarşı ve pazarlarda okuyarak geçim vâsıtası yapmayınız. Resûlullah efendimiz bir hadîs-i şerîfte; “Kur’ân-ı kerîm okuyunuz, fakat bunu geçim vâsıtası yapmayınız” buyurdu...
Uykudan uyanan kimse, Kur’ân-ı kerîm okumadan önce dişlerini misvaklamalı ve ağzını temizlemelidir. Böylece, Kur’ân-ı kerîm kırâatına pis koku karışmamış olur.
Kur’ân-ı kerîmin üzerine ondan başka hiçbir şey koymamalıdır. Ancak başka Kur’ân-ı kerîm, Kur’ân-ı kerîmin üzerine konabilir. Kur’ân-ı kerîm okunurken dinlemelidir. Makam ve mevki sahibi bir kimse, emri altında olanlara bir yazısı okunurken, onlar dinlemedikleri zaman nasıl râzı olmazsa, Allahü teâlâ da, kelâmı olan Kur’ân-ı kerîm okunurken kulları dinlemezlerse, onlardan nasıl râzı olur?
Kur’ân-ı kerîm okuyanlara da hürmet etmek, Kur’ân-ı kerîme olan tazimdendir.
Radıyyüddîn Kazvînî vefatından bir hafta evvel cuma hutbesinde “Öyle bir günden (kıyâmet gününden) korkun ve sakının ki, o gün hepiniz Allahü teâlâya döndürülüp götürüleceksiniz” (Bekâra-281) meâlindeki âyet-i kerîmeyi okuyup tefsîr etti ve “Bu âyet-i kerîme nâzil olduktan sonra, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz yedi günden fazla yaşamadı. Biz de böyle oluruz” buyurdu ve minberden aşağıya indi ve hastalandı. Ertesi cuma günü vefât etti.