Allahü teâlânın hükmüne boyun eğenler...

13/03/2023 Pazartesi Köşe yazarı V.T

Muhammed el-Ferrâ hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Horasan’da Nişâbur'da doğdu. Zamânında bulunan evliyânın önde gelenlerinden Ebû Ali es-Sekafî, Abdullah bin Menâzil, Ebû Bekr-i Şiblî, Ebû Bekr bin Tâhir, Ebû Muhammed Mürteiş ve başka büyüklerle görüşüp, sohbetlerinde bulundu. Tasavvuf yolunda ilerleyip velîlerden oldu. Vaaz ve nasîhat ederek insanların kurtuluşları için gayret etti. 980 (H.370) senesinde Nişâbur'da vefât etti.

Emr-i mârûf yaparken dikkat edilecek hususlarla ilgili olarak buyurdu ki: "Emr-i mârûf ve nehy-i münker yapmanın (iyiliği emredip, kötülüklerden sakındırmanın) şartları vardır. İlk önce kendi nefsinden başlamak, söylediğini ve vesikalarını çok iyi bilmek ve doğacak sıkıntılara sabretmektir."
Hadîs ilminde de derin âlim olan Muhammed el-Ferrâ bir sohbeti esnâsında, Resûlullah efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem şu hadîs-i şerîfini rivâyet etti: Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem evinin avlusunda yıkanan bir adam gördü; "Sizden biriniz yıkandığı zaman, bir duvar arkasına geçerek de olsa örtünsün" buyurdu.
Muhammed el-Ferrâ hazretlerine; "Ebrâr kimdir?" diye sorulunca; "Allahü teâlâdan çok korkanlardır" buyurdu. İnsanların, günahlarını az da olsa çok görmeleri, iyiliklerini çok da olsa az görmeleri gerektiğini bildirerek; "İyiliklerini gizlemen, kötülüklerini açıklamandan daha makbuldür. Sen böylece kurtuluşa erebilirsin." buyurdu.
Bir sohbetinde de; "Kişinin ameli, o işi yapmaya verdiği ehemmiyet mikdârınca, o ameli işlerken olan kusurlarına üzülmesi mikdârınca ve işlediği amelin sünnet-i seniyyeye uygun olması için olan gayreti mikdârınca sahîh ve makbul olur" buyurdu. Yine buyurdu ki: "Rızâ, gelen musîbetler karşısında kayıtsız kalmak, vurdumduymaz olmak demek değildir. Rızâ; Allahü teâlânın hükmüne, takdirine îtirâz etmeyip, boyun eğmektir."

"Kişinin saâdetinin ve ibâdetlerin ona kolay gelmesinin alâmeti, bütün işlerinde sünnete uymak, sâlihlerle sohbet etmek, dostlarına karşı güzel ahlâklı olmak, ilâhî mârifet ve insanlara muhabbet ile bezenmek ve vakitlerini değerlendirmektir."

“Doğruluklarını ve dürüstlüklerini gördüğümüz kimseleri severiz. Bozukluklarını, fesatlıklarını gördüğümüz kimselere buğzederiz. Bunların hesapları Allahü teâlâya âittir.”

“Sultanlar için dost, hasedci için rahat yoktur, işlerin sonu hakkında çok düşünmek, akla zarar verir.”