Çocuğun terbiyesi ihmal edilmemeli

14/12/2018 Cuma Köşe yazarı V.T

Çocuğun baba üzerindeki hakkı, babanın çocuğuna güzel isim vermesi, yerini ve edebini güzel yapmasıdır
 
Ömer Kemâleddîn ibn-i Adîm hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh, hadîs ve târih âlimidir. 588 (m. 1192)’de Haleb’de doğup, 660 (m. 1262)’de Kâhire’de vefât etti. “Kitâb-üd-derârî fî zikr-iz-zerârî” adlı uzun mektubunda, çocuk terbiyesinin ehemmiyetini ve çocuk terbiyecilerine yapılan nasihatleri anlatırken buyurdu ki:
Babanın çocuğuna karşı vazîfesi: Baba, çocuğunun terbiyesini ihmâl etmemelidir. Ona iyiyi ve kötüyü öğretmeli, iyi ve güzel ahlâkı, öğrenmeye ve edepli olmaya teşvik etmelidir. Gerekirse, herhangi bir tarafına zarar vermeden, ikâz mâhiyetinde hafifçe vurmalıdır. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Çocuğun baba üzerindeki hakkı, babanın çocuğuna güzel isim vermesi, yerini ve edebini güzel yapmasıdır.”
Peygamberimiz buyuruyor ki: (Hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi, siz de evlerinizde ve emirleriniz altında olanları Cehennemden korumalısınız! Onlara Müslümanlığı öğretmelisiniz! Öğretmez iseniz mesul olacaksınız.) Bir kerre de buyurdu ki: (Çok Müslüman evlâdı, babaları yüzünden Veyl ismindeki Cehenneme gideceklerdir. Çünkü, bunların babaları, yalnız para kazanmak ve keyif sürmek hırsına düşüp ve yalnız dünyâ işleri arkasında koşup, evlatlarına Müslümanlığı ve Kur’ân-ı kerîmi öğretmediler. Ben böyle babalardan uzağım. Onlar da, benden uzakdır. Çocuklarına dinlerini öğretmeyenler, Cehenneme gideceklerdir.) Başka bir hadîs-i şerîfte de; “Çocuklarınıza ikramda bulununuz. Onlara güzel edep ve terbiye veriniz” buyurulmuştur.
Utbî dedi ki: “Kâfi miktarda geçime sahip olduktan sonra, çocuk sahibi ol.”
Hikmet sahipleri dediler ki: “Küçük iken çocuğunu terbiye eden, çocuğu büyüyünce sevinir.”
Babanın, çocuğu hakkında hocalarını uyarması lâzımdır. Amr bin Utbe, çocuğunu terbiye eden zâta: “Ey Abdüssamed! Benim çocuğumu terbiye ve ıslâh etmeden önce, kendini ıslâh et! Onların ayıpları senin ayıbına bağlıdır. Çünkü çocuklara göre güzel, senin yaptığın; çirkin ise, yapmayıp terk ettiğin şeydir. Onlara Kur’ân-ı kerîmi öğret, bunu ihmâl etme! Yoksa onlar, Kur’ân-ı kerîmden uzaklaşırlar. Onlara şiirlerin ve sözlerin, en temiz ve ahlâka en uygun olanını öğret! Kötülüğe ve fuhşa sürükleyenleri sakın öğretme! Onlara karşı bir tabib gibi ol! önce onların ahlâkî hastalıklarını tesbit et! Sonra, ona göre ilâç ver, terbiye et!”