"Kitapların yanıyor!.."

15/03/2023 Çarşamba Köşe yazarı A.U

Sultân Hasan'ın devlet adamlarından iki kişi İbrâhim Gülşenî hazretlerini ziyârete geldiler.

Onları içeri aldı.

Hâl hatır sordu.

Sonra birine bakıp;

"Niyet ettiğin şey güzeldir, fakat buradaki malından değil, köyden gelecek olandan ver” dedi.

Sonra öbürüne baktı.

Ve kızgın olarak;

"Niçin gusletmeden buraya geldin? Kalk git, gusül abdesti al da öyle gel!” buyurdu.

İkisi de şaşırdılar.

Meğer birincisi; kendi yerine, hacca vekîl gönderecekmiş. Düşündüğü bir kimsenin bu işi yapıp yapamayacağı hakkında tereddüt ediyordu. Vereceği paranın helâlden olup olmadığında da şüphesi vardı.

Adam bu kerâmeti gördü.

Sultân Hasan'a gitti.

Ve olanları anlattı.

Sultân, İbrâhim Gülşenî hazretlerinin büyüklüğünü daha iyi anladı ve onu memnun etmek için Kadı Hasan'la bâzı hediyeler gönderdi.

Kadı Hasan geldi.

Hediyeleri arz etti.

Ancak büyük velî, hediyeleri kabul etmedi.

Kadı, kabul etmesi için ısrâr ediyordu ki;

"Kadı Efendi! Isrârı bırak da çabuk evine koş, kitapların yanıyor!" buyurdu.

Kadı hızla eve koştu.

Gördü ki, ev yanıyor.

Su döküp söndürdü.

Meğer mangaldan sıçrayan kıvılcımla kütüphânesi yanmağa başlamış.

Az gecikseydi evi de yanacaktı.

Kitapları da...