"Rabbini tanıyan ona sığınır!"

16/03/2023 Perşembe Köşe yazarı V.T

"Nefsini, kendisini tanıyan, kendi yaptığı işleri beğenip kibirlenmez. Rabbini tanıyan O'na sığınır..."

 

Ebû Bekr-i Kisâî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İran’ın Kûhistan bölgesinde doğdu. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. Ancak kendisiyle aynı asırda yaşamış olan Cüneyd-i Bağdâdî'nin 910 (H.298) senesinde vefâtından önce öldü. Cüneyd-i Bağdâdî hazretleriyle görüşüp sohbette bulundu.

Bir sohbeti sırasında buyurdu ki: "Allahü teâlâya yakınlığın alâmeti, Allahü teâlâdan başkasından bağını kesmektir. Allahü teâlâyı tanıyan O'ndan ümidini kesmez. Nefsini, kendisini tanıyan da, kendi yaptığı işleri beğenip kibirlenmez. Rabbini tanıyan O'na sığınır, Rabbini unutan O'nun yarattıklarına sığınır."

Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri çok severdi. Ona yazdığı mektuplardan birisinde şöyle buyurdu:

"Ey kardeşim! (Kıyamet günü mallar boş bırakıldığı zaman) [Tekvîr sûresi, dördüncü âyet-i kerîme] yerin neresidir? Evler yıkıldığı, dağların uçuşup bulutlar gibi yürümeye başladığı, denizlerin taştığı, güneşin nûrunun kaybolup simsiyah olduğu, dağların yerle bir olup, yeryüzünün boş bir toprak hâline getirildiği, göklerin gülyağı gibi eriyip değirmen taşı gibi döndüğü zaman ne yapacaksın? Görülecek yer bulunmadığı zaman nereye bakacak, haber alınacak yer olmayınca nereden haber alacak, sabır ve teselliye imkân olmadığı zaman nasıl sabredeceksin? Öyle ise, şimdiden durmadan ağla, o zaman ağlama ve sızlamanın bir faydası yoktur. Çocuğunu kaybeden bir kadının dövünerek ağladığı gibi ağla. Seni yalnız bırakıp giden büyüklere kıymetli dostlara ağla. Fırsatçıların meydanı boş bulmasına, fırtınaların ortalığı dehşete vermesine ağla. Seni o dehşetli günlerde kimin kurtaracağını, nereden gelip nereye gideceğini düşün ve ağla!.. İnsanlara acımak lâzımdır...

Allah sana rahmet etsin, diline sâhip olmalısın. İnsanlara anlayabilecekleri şeyleri söyle. Anlayamayacakları şekilde hitâb etme. Çünkü, insanlardan bilmedikleri ve anlamadıklarına düşman olmayan pek azdır. İnsanlar ipleri salıverilmiş develer gibidir. İçlerinde yük yüklemeye ve binilmeye yarayanı yoktur. Cenâb-ı Hak, âlimleri ve hikmet sâhiplerini rahmet olarak yaratmış ve onları kulları üzerine rahmet olarak dağıtmıştır. Sen de çalış ve başkalarına rahmet ol. Sen halkın durumuna uygun bir hâlde aralarına gir ve onlara anlayacakları şekilde söyle. Böyle yapman, hem kendin, hem de onlar için daha hayırlıdır. Allahü teâlânın selâm, rahmet ve bereketi üzerine olsun."