"Çok istigfâr etmenizi tavsiye ederim..."

17/11/2022 Perşembe Köşe yazarı V.T

Dâimâ takvâ üzere olunuz. Her nerede olursanız, Allahü teâlânın dînine uygun yaşayın.

Beyzâde Mustafa Efendi Osmanlılar zamânında İstanbul'da yetişen velîlerdendir. Şimdi Gürcistan’da bulunan Ahıska'da doğdu. İstanbul'da Sahn-ı Semân Medreselerinde okudu. Tahsîlini tamamladıktan sonra Fâtih Medresesine müderris tâyin edildi. Bu sırada Nakşibendî büyüklerinden Hâfız Muhammed Efendinin sohbetlerine devâm ederek kemâle ulaştı. Murâd Molla'nın Fâtih'te yaptırdığı Nakşibendî Tekkesine şeyh tâyin edildi. 1785’te hacca gitti. Dönüşte Cidde yakınlarında yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak vefât etti...

Beyzâde Mustafa Efendinin, Geyve müftîsine yazdığı nasîhat dolu mektubu şöyledir:

"Mektubuma besmele ile başlıyorum. Allahü teâlâya hamd, Resûlüne salâtü selâm eylerim. Bol bol istigfâr etmenizi tavsiye ederim. Beş vakit namazdan ve ders okuttuktan sonra ve seher vakitlerinde bizim için de duâ ediniz. Dâimâ takvâ üzere olunuz. Her nerede olursanız, Allahü teâlânın dînine uygun yaşayın. Mâlûmunuzdur ki, takvânın üç mertebesi vardır. A'lâ, evsat ve ednâ, yâni en yüksek, orta ve aşağı mertebedir. Akıl sâhibi, ednâ mertebede olmak istemez. En azından orta mertebede bulunmaya çalışır. Hattâ a'lâ mertebesine ulaşmayı gâye edinir ve ulaşır. Zâten kıymetli ve lezzetli olanı da bu mertebedir. Bu mertebeye ulaşmak ise, ancak kalbi kötü huy ve işlerden tamâmen arındırıp sıyırmak, ilim, irfân ve güzel ahlâklı olmak, dâimâ Allahü teâlânın rızâsını gözetmekle elde edilebilir. Bu kıymetli işleri yapabilmek, kalpten Allahü teâlânın zikri, muhabbeti ve rızâsı dışındaki şeyleri çıkarmakla müyesser olabilir. Bunun için de Allahü teâlâyı zikre ihlâs ile devâm etmek, gece-gündüz her hâlde O'nun zikri ile meşgûl olmak lâzımdır. Bunun usûlünü size öğretmiştik. Ayrıca, zâhir ve bâtında Resûlullah efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) ve Eshâb-ı kirâmına ve Selef-i sâlihîne uymak, yâni Ehl-i sünnet vel-cemâat yoluna; îtikâd, ibâdet, ahlâk ve her hususta sarılmak lâzımdır. Bu nasîhatim, mûteber kitaplardaki nasîhatlerin özü ve hülâsasıdır. Tarîkat-ı Muhammediyye kitabında ve İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin eserlerinde uzun yazılı olup, hakîkî tasavvuf ehlinin, Allah adamlarının mübârek eser ve risâlelerinde de ifâde ve beyân buyrulmuştur. Cenâb-ı Hak bereketini bizlere ihsân eylesin. Nûrları ile kalbimizi münevver eylesin...

Bu nasîhatim ile sizleri, ahbâbımı ve sâir Müslümanları nasiplendirip, faydalandırsın. Habîb-i ekremi hürmetine bu duâmı kabûl buyursun. Âmîn!"