Yolumuzu aydınlatan kâmil rehberler...

19/12/2018 Çarşamba Köşe yazarı V.T

Allahü teâlâ, kendisine kavuşmak isteyen kullarına kolaylık olması için, kâmil ve mükemmil rehberleri yarattı.
 
Seyyid Ahmed Kırımî hazretleri Osmanlı âlimlerinin büyüklerindendir. Aslen Kırımlıdır. 879 (m. 1474)’de İstanbul’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Peygamber efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem)  düşünmek ve kalbinde hazır etmek, sahih hadîs kitaplarından Resûlullah efendimizin mübârek tavır ve hareketlerini, mübârek bedenin görünüşünü okumak sûretiyle olur. Resûlullah efendimizin bizzat kendisini gözle görebilecek şekilde görünmesini istememeli, bu istekte ısrar etmemelidir. Sâdece sahih hadîs kitaplarında bildirildiği kadarıyla icmali olarak, kısaca tasavvur etmek, kalbde hazır etmek kâfidir. Bu kadarı, kalbi muhabbetle Resûlullaha bağlamakta ve rûhî irtibâtı temin etmekte kâfidir. Eğer bu hususa dikkat edilmezse, o kimsenin hâlinin karışmasından korkulur.
Şayet Resûlullah efendimize muhabbetle tam bir istimdâd (sığınma) hâsıl olur, hâl ve makamda terakki ederse, Resûlullahın yüksek rûhâniyetlerinin o kimseye görünmesi umulur. Böylece maksat da hâsıl olmuş olur.
Bütün bunlardan, Allah ve Resûlünün halifesi olan ve insanlara doğru yolu göstermekle vazifeli, kâmil ve mükemmil bir zâta talebe olmanın lâzım geldiği ortaya çıkmaktadır. Çünkü, daha önce anlatılan şekilde Resûlullaha kalbi bağlamak mümkün olsa bile, bunun bilhassa daha başlangıçta olan bir kimse için ne kadar zor bir iş olduğu malumdur. Birçok kimseler, Resûlullah efendimizin mübârek şahsını tam olarak kalbinde hazır edemez. Hilye-i şerîfi, zihinlerinde, kemâliyle tasavvur etmeye gücü yetmez. Bunlar bu hususta, vaaz ve nasihate muhtaçtır. Bu yolun zâhirî ve batınî âdabını öğrenmeye muhtaç olanlar için, böyle bir bağ kurmanın ne derece zor olduğu açıktır.
Beşerî mâniler sebebiyle doğrudan doğruya Resûlullaha bağlanarak feyz almak zordur. Allahü teâlâ, kendisine kavuşmak isteyen kullarına kolaylık olması için, kâmil ve mükemmil rehberleri yarattı. Bu mübârek zâtlar, insanları Allahü teâlânın rızâsına kavuşturan yolları gösterdiler. Böyle münevver yol göstericilerin, her asırda mevcut olacağı bildirildi. Bazen mesafenin uzak olması veya böyle zâtların bilinmemesi sebebiyle onları bulmak zor olabilir. Böyle bir durumda olan kimsenin, manevî olarak, yukarıda bahsettiğimiz şekilde, Resûlullahın rûhâniyetine yönelmesi caizdir.