"Uğursuzluğa inanan bizden değildir"

24/03/2020 Salı Köşe yazarı V.T

"Dinimizde uğursuz gün olmadığı gibi, uğursuzluk diye bir şey yoktur."

 

Mîrek Şemsüddîn bin Mübârekşâh hazretleri kelâm âlimidir. Buhara’da doğdu. Herat ve Kahire'de tahsiline devam ederek müderris oldu. Yetiştirdiği talebelerin en meşhurları Seyyid Şerîf Cürcânî ve Molla Fenârî'dir. Mîrek hazretleri 784 (m. 1382)’de Kahire'de vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Dinimizde uğursuz gün olmadığı gibi, uğursuzluk diye bir şey yoktur. İmam-ı Gazali hazretleri, (Uğursuzluğa inanmak şeytandandır) buyuruyor. Hazret-i İkrime de bildirir ki: Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem), gördüğü şeyleri hayra yorar, hiçbir şeyi uğursuz saymazdı.

Günlerin uğursuzluğu, âlemlere rahmet olan Muhammed aleyhisselamın gelmesi ile bitmiştir. Uğursuz günler, eski ümmetlerde vardı. Hiçbir gün, başka günlerden üstün değildir. Cuma, ramazan ve diğer mübarek günler, İslamiyet üstün tuttuğu için üstündür. Tevbe suresi, 37. âyetinin tefsirinde buyuruluyor ki: (Resulullah teşrif edince, günlerin müminlere uğursuz olmaları kalmadı.)

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Müslümanlıkta uğursuzluk yoktur.)

(Uğursuzluğa inanan bizden değildir.)

(Bir şeyi uğursuzluğa yorma, hayra yor! Sizden biriniz, hoşuna gitmeyen uğursuzluk zannettiği bir şey görünce, şöyle desin: Ya Rabbi! İyilikleri veren, kötülükleri defeden ancak sensin. Lâ havle velâ kuvvete illâ bike.) 

(Yumuşak muamele uğurluluk [iyilik], sert davranmak uğursuzluk [kötülük] getirir.) 

(Uğuru [hayrı] ve uğursuzluğu [şerri] en çok olan uzuv dildir.) 

(Kötü huy uğursuzluk getirir.) 

(Uğursuzluk düşüncesinin, kendisini, ihtiyacı olan bir işi yapmaktan alıkoyan kimse, Allah’a şirk koşmuş sayılır.)

Eskiden, Arabistan'da yolculuğa çıkarken, bir kuş uçururlardı. Kuş sağa uçarsa, uğurlu sayıp, yola devam ederler, kuş sola uçarsa, uğursuz sayıp geri dönerlerdi. Peygamber efendimiz bunu yasaklayıp buyurdu ki: (Kuşlara dokunmayın, yuvalarında kalsın!)

İkrime (radıyallahü anh) anlatır: Bir kuş ötüp geçtiğinde, oradakiler yorumda bulundular. İbn-i Abbas (radıyallahü anh) da, (Hayra da, şerre de alamet değildir) buyurdu.

Bir olayı hayra yormakta ise mahzur yoktur. Çünkü Peygamber efendimiz, gördüğü şeyleri hayra yorardı. Hiçbir şeyi uğursuz saymazdı. Yani, Allahü teâlâ kulu da, günleri de, ayları da uğursuz olarak yaratmadı. Kul, dinimizin emrine uymayıp uğursuz şeyler yaparsa, uğursuz kimse olur. Bazı günlerde kötü şeyler yaparsa, o günler ona uğursuz gelmiş olur.