"Adını Ali koy!.."

25/10/2018 Perşembe Köşe yazarı A.U

Hindistan evliyâsından ve Silsile-i aliyye denilen büyüklerden olanAbdullah-ı Dehlevî hazretleri, seyyiddir.
1745'te Hindistan’ın Pencab şehrinde doğdu.
1824'te Delhi’de vefât etti.
Kabri, Şâhcihân Câmii yakınındaki dergâhındadır.
Bu zât henüz dünyâya gelmeden, babası rüyâ gördü onun hakkında.
Ali bin Ebî Tâlib (radıyallahü anh), ona rüyâda;
“Allah, sana bir oğul verecek ki, büyüdüğünde yüksek bir velî olacaktır. O doğunca ismini Ali koy” buyurdu.
Resûlullah Efendimiz de, amcasına rüyâda görünüp bir oğlu olacağını müjdelemiş ve;
“İsmini Abdullah koy” buyurmuştu.
Nihâyet vakti doldu.
O bahtlı çocuk doğdu.
Ona hem Ali, hem de Abdullah ismini verdiler.
Yirmi iki yaşında, Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerini tanımakla şereflendi.
Henüz ilk görüşmede;
“Beni de talebeliğe kabul edin” diye ricâ etti.
Büyük velî;
“Kabul ederiz, ama bizim yolumuz zordur. Bu yol, ‘tuzsuz taş’ yalamaya benzer. İstersen kendine zevkli ve şevkli bir yol ve üstat bul, ona tâbi ol” buyurdu.
Ama genç Abdullah;
“Efendim, ben sizi istiyor, kabul buyurmanızı gönülden diliyorum” dedi.
O zaman;
“Pekâlâ, kabul ettik” buyurdu.
Ve yetiştirip “mutlak icâzet” verdi kendisine...