02/04/2020 Perşembe Köşe yazarı A.U
"Benden bir şey dileyin!"
Kânûnî Sultân Süleymân Hân, Baba Haydar Semerkandî hazretlerini
ziyârete gitti bir gün.
Elini öpmek istedi.
Baba Haydar elini çekti.
Ve öptürmedi.
Sultân arz etti ki:
"Benden bir şey dileyin."
Büyük velî buyurdu ki:
"Sağlığından gayri şey istemem.”
Sultan Süleymân, onun oturduğu postekinin altına, içi altın dolu bir
kese bırakmak istedi.
O, bunu fark etti.
Ve eliyle iterek;
"Mâdem çok istiyorsun, şuraya bir mescid inşâ ettir de insanlar içinde
ibâdet etsinler" dedi.
Pâdişâh;
“Emredersiniz” dedi.
Ve o gün işe başlandı.
Ve çabucak tamamlandı.
Açılışta Pâdişâh da vardı.
Baba Haydar'a;
"Efendi hazretleri! Buyurun, önce siz girin. Bu mescid sizindir ve
sizin için husûsî yer ayrılmıştır" dedi.
Baba Haydar;
"Hayır, olmaz" dedi.
"Ne olmaz efendim?"
"Mescit benim değil, Allahın evidir. Benim için husûsî yer de
istemem."
Pâdişâh, hürmetle;
"Başüstüne" dedi.
Baba Haydar Efendi, ölünceye kadar bu câmide imâmlık yaptı.
İnsanlara vâz-ü nasîhat etti.
Halka, doğru yolu anlattı...