03/12/2025 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Kırk pehlivanı yenen zayıf talebe!..
Büyük velîlerden Kadîb-ül Bân hazretleri
zamânında bir kimse vardı ki; yanında pehlivanlar gezdirir ve bunları
güreştirip nâm yapardı. Bu kişi, bir gün Kadîb-ül Bân hazretlerinin şehrine
geldi.
Ve bir talebeye;
“Hocanız
nerededir?” diye sordu.
Talebe de;
“Falan
göle gitmiştir” dedi.
O dediği göle yaklaşınca, Kadîb-ül Bân hazretlerini, gölün
ortasında bağdaş kurmuş oturuyor gördü.
Kıyıdan;
“Ey Kadîb-ül Bân! Benim yanımda kırk pehlivan var ki, bunları
yenebilen bir kimse çıkmadı bugüne kadar. İsterim ki, senin talebelerle de
güreşsinler” diye seslendi.
Büyük velî;
“Benim
talebelerimden çok zayıf, ufak tefek bir çocuk var. Git o çelimsiz çocuğa
benden selâm söyle. Senin pehlivanlarla güreş tutsun” buyurdu.
Adam bir gururla geldi medreseye.
Zayıf olan talebeyi gördü. Hocasının sözünü nakletti. Çocuk,
hocasının bu emrini aldı.
Ve derhâl;
“Emirleri
baş göz üstüne” dedi.
Ve çıktı er meydanına. Sanki kırk yıllık pehlivandı. O “kırk
pehlivanın” her birini bir hamlede tuttu ve sırtüstü yere serdi.
Mağrur adam perîşândı.
Çarpılmıştı sanki...
Büyük velî, ona bakıp “Evliyâ himmeti dağı bile devirir. Senin
pehlivanların ne ki” buyurdu.
Adam acele terk etti bu havâliyi.